PKK medyası Kürdistan Bölgesi hakkında ki manipülasyonlarına devam ediyor. Kürdistan Bölgesinin hiçbir olumlu adımını medyasında gündem yapmayan PKK medyası bu kez seçim ile anti propaganda yapmaya çalışıyor. 14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak seçimlerde KDP ve Başkan Barzani’nin Erdoğan’ı desteklediği yönünde yalan haberler yapıyor.
Yine RojNews yine her dilde başka haber
PKK’nin Süleymaniye’de yayın yapan medya organı RojNews bu haberlere öncülük yapıyor. Her zaman olduğu gibi haberin Türkçe ve Kürtçe haberler ayrı ayrı yazılıyor.
RojNews’in Türkçe servisinde 26 Mart tarihinde yayınlanan haberde şu ifadeler yer aldı: “KDP Başkanı Mesud Barzani, 14 Mayıs seçimlerinde AKP-MHP rejimini desteklemek amacıyla şimdiden harekete geçti. Geçtiğimiz günlerde KDP Genel Başkanı Mesud Barzani’nin bazı aşiret liderleri ve Kürt halkı karşıtları ile bir dizi görüşme gerçekleştirdiği ifade ediliyor.” Rojnews’e göre Başkan Barzani toplantı da Türkiye’deki seçimlerde AKP’ye oy verilmesini istedi.
Fakat Rojnews haberinin Soranca ve Kurmanci servislerinde bu ifadelere yer vermedi. Çünkü böyle bir toplantının olmadığı çok bilinen bir şey. Bu nedenle Türkçe haber okuyan Kuzey Kürdistan halkını manipüle etmek için yapılmış bir haber.
Fakat Rojnews Barzani karşıtı nefret haberi yapma yeteneğini yine konuşturmuş. Yukarda sözünü ettiğimiz cümleler olmadan Sorani bölümünde de yine Başkan Barzani’nin AKP -MHP ittifakını desteklediğini ifade eden cümleler kurmuş. Ayrıca birkaç kişiye de konu hakkında yorum yaptırmış.
Yani Rojnews kendisi yalan haber yapıyor, sonra yalan haberi üzerinden de röportaj yapmış.
Kameraya konuşmaya seven ve YNK’nin Rojnew etrafına yığdığı bir gurup ise hemen mikrofana atlıyor ve yorum yapıyor.
Rojnews’in yalan haberlerinin denklemi böyle işliyor.
Öyle görünüyor ki PKK sanki AKP ve PDK arasında stratejik bir ittifak varmış gibi göstermek içini daha fazla çaba harcayacak.
AKP’ye en çok destek veren Kürt yapısı hangisi?
AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılından şu ana değin onu en çok destekleyen Kürt yapısının hangisi?
PKK 2004 yılından 2015 yılına değin AKP ile stratejik bir ortaklık yaptı. 5 kes resmi ateşkes ilan etti, onlarca kez eylemsizlik ilan etti. AKP’nin hem Ergenekon hem de Gülen cemaatini tasfiye süreçlerine aktif katıldı. AKP’nin Türk devletini ele geçirmesine siyasi askeri her anlamda destek verdi. AKP’yi zora sokacak hiçbir ekonomik eylem yapmadı. Her fırsatta biz olmasak “Hakan Fidan tutuklanacaktı, biz olmasak Erdoğan’ı götüreceklerdi” biçiminde açıklamalar yaptı. Erdoğan’ın anayasa değişikliği sürecinde destekledi. AKP hükümetinin Roboski vb davalardan yargılanmasını engellemek için elinden geleni yaptı. Kuzey Kürdistan’daki hak ihlallerinin hiçbirini AKP’de PKK ve legal uzantılarına her açıdan destek verdi, çalışmalarının önünü açtı.
PKK daha sonra Türkiye içindeki ve dışında bazı çevrelerle daha stratejik ilişkiler geliştirerek taraf değiştirdi. 13 yıl boyunca AKP pratiğinin en büyük destekleyicisi ve ortağı olan PKK şimdi ise bu süreçler hiç yokmuş gibi davranıyor. Tam tersine kendi geçmişini aklamak için KDP’yi hedef haline getirmek istiyor.
PDK’nin Türkiye devleti ile ilişkileri yeni ilişkiler değil. PDK 1950’li yıllardan beri ABD, Rusya gibi pek çok devletle ilişkilendi. Ayrıca Türkiye ve İran gibi devletlerle de ilişkileri var. Fakat PDK’nin ilişkilerinde iki temel ilke var. Birincisi ikrarlarla değil devletin kendisi ile ilişki. Diğeri ise ilişkilendiği devletlerle hem çelişkiler yaşayarak mücadele etmesi hem de ilişkilerini bitirmemesi.
Yani KDP hem çelişki hem ilişki dengesini gözeten bir harekettir. Bu nedenle var olan ilişkiler AKP ile değil Türkiye devleti ile olan ilişkilerdir. Daha AKP yokken de bu ilişkiler vardı.
Ayrıca KDP şunun farkındadır Kürdistan’da sömürgecilik hükümetlerin değil devletlerin politikasıdır. Bu nedenle değişen hükümetler Kürdistan’ın statüsünü değiştirmeyeceğini çok iyi bilir. PKK ise Kürt sorununda sürekli hükümetleri işaret eden, devletin kendisine dokunmayan, sömürgeci devletin birlik bütünlüğünü bozmayan bir tutum içindedir.
Bu nedenle diye biliriz ki AKP’nin en büyük ortağı PKK oluştur. Fakat bu ortaklıktan Kürtler içinde bir şey talep etmemiştir. Şimdi ortaklarını değiştirerek yine Kürtler için bir şey talep etmemektedir. Sadece Kürtler acaba bu hükümet “Kürdistan’ a özgürlük verir mi” diye temeli olmayan bir umut ile sağa sola götürülmekte ve enerji kaybettirilmektedir. Hatta seçimlerin Kürtlerin gücünü göstermesini engellemek için Kürtlerle ittifak yapmadı. Kalkıp Kürtleri ve Ermenileri katleden paşaların torunlarını mesela Hasan Cemal’i tercih etti.
Türkiye’nin son seçimleri boyunca da Kürtler için hiçbir talebi olmayan, Kürt dilini bile istemeyen, Kürt oylarını beleşe Türkiye’nin yüz yıllık sahibi Kemalistlere veren PKK’nin kendi gerçeğini örtmek için seçim boyunca “KDP, AKP’yi destekliyor” biçiminde haber yapması beklenen bir durum.
