Aktivist Nergis Muhammedi, Evin Cezaevi’nde kadınların içinde bulunduğu kötü durumu anlattı

Aktivist Nergis Muhammedi, Evin Cezaevi’nde kadınların içinde bulunduğu kötü durumu anlattı

 İranlı insan hakları aktivisti Nergis Muhammedi, Tahran’daki kötü şöhretli Evin Hapishanesi’nin kadınlar bölümünde yaşanan korkunç dramı gözler önüne serdi. Muhammedi, Iran International tarafından yakın zamanda yayınlanan bir belgede, ağır cezalara maruz kalan, hücre hapsinde uzun süreler geçiren, katı sorgu prosedürlerine maruz kalan ve işlemedikleri suçlarla itham edilen kadınları anlattı.

61 kadın mahkumdan 58’inin ismine yer verilen belge, tıbbi bakım ve tedavi almada karşılaşılan zorluklar dahil olmak üzere bu kadınların tutulduğu koşullara ışık tutuyor.

Tanınmış aktivist Muhammedi, İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları’nın kontrolündeki koğuşlarda hücre hapsini ağır insan hakları ihlalleri ve ‘beyaz işkence’ eylemleri olarak niteledi. Muhammedi’nin aktardığına göre bu tür işkence, uzun süreli zorunlu izolasyon dönemlerinde mahkumun kişiliğini kaybetmesine neden olmayı amaçlayan, duyusal mahrumiyetin gözetildiği psikolojik bir işkence türü sayılıyor. 58 kadın mahkumdan 57’sinin korkunç, insanlık dışı işkenceye maruz kaldığını belirten Muhammedi, bu kadınların çoğunun bilhassa uzun süre hücre hapsinde kalanların çeşitli hastalıklardan muzdarip olduğunu da sözlerine ekledi.

Hücre hapsinin ağır insan hakları ihlallerine girdiğini vurgulayan Muhammedi, söz konusu kadınların birkaç aydan yaklaşık iki yıla kadar hücre hapsinde kaldıklarına, bazılarının hiçbir zaman insanlarlarla temas kuramadığına dikkat çekti.

Örneğin Meryem Hac Huseyni 412 gün hücre hapsinde kalırken Zehra Zahtabci ise 14 ay süren tutukluluğunu İstihbarat Bakanlığı’na bağlı 209 nolu koğuşun hücrelerinde geçirdi. Meryem Muhammedi, 23 ay boyunca bu hücrelerde insanlık dışı koşullarda tutuldu.

Raporda belirtildiğine göre Nilüfer Beyani 209 nolu koğuşun tek kişilik hücrelerinde dokuz ay kalırken Zehra Safai, Sepideh Kaşani, Mehveş Şehriyari ve Fariba Kamalabadi bu hücrelerde yaklaşık sekiz ay geçirdiler. Çifte vatandaşlar Nahid Takvi ve Feribe Adilhah, 209. koğuşta aylarca hücre hapsinde tutuldu.

Beş ay hücre hapsinde kalan Nergis Muhammedi, söz konusu kadınlara verilen cezaların bir listesini de aktardı. Aynı zamanda birçoğunun çok uzun hapis cezaları ile karşı karşıya olduğunu, bazılarının 15 yıl hapis yattığını vurguladı.

Tıbbi yardıma ihtiyacı olan ancak herhangi bir tedavi görmeyenler olduğuna dikkat çeken Muhammedi, İran genelinde onlarca siyasi tutuklunun düşünce mahkumları için ayrılmış koğuşlara konulmadığını, suçlular arasında tutulduğunu söyledi.

İsveç merkezli Olof Palme Vakfı bu ayın başlarında, 2023 Olof Palme Ödülü’nü kadın özgürlüğü mücadelesindeki çabalarından dolayı Nergis Muhammedi dahil olmak üzere üç kadın aktiviste verdiğini duyurmuştu.

Son 20 yılda birkaç kez hapis cezasına çarptırılan, beş yıldan fazla hapis yatan Nergis Muhammedi, Eylül 2020’de Evin Hapishanesi’nden serbest bırakılmıştı. Ardından yeniden tutuklanan Muhammedi, Ocak 2022’nin sonlarında beş dakika süren bir duruşma ile Devrim Mahkemesi tarafından uydurma siyasi suçlamalarla 70 kırbaç ve sekiz yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Muhammedi, haziran ayında cezaevinden yolladığı mektubunda, insan hakları örgütlerini halk protestolarını bastıran İran’a baskı yapmaya çağırdı. Aynı zamanda uluslararası toplumun Ukrayna’yı işgali nedeniyle Rusya’ya uygulanan baskıya benzer şekilde, İran’da ‘insanların sokaklarda öldürülmesini’ kınaması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: (Şarkul Avsat)

Diğer Haberler