TSK’nın hava harekatının yoğunlaştırması üzerine ABD’nin Rojava’daki sivil personelini Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’e tahliye ettiği ileri sürüldü.
İddia Al Monitor yazarı Amberin Zaman’dan geldi. Gazeteci Zaman TSK’ya ait savaş uçakları, dron ve topçu birliklerin Rojava’daki DSG mevzileri ile birlikte başta petrol tesisleri, elektrik santralleri ve askeri tesisler olmak üzere kritik sivil altyapıyı hedef almaya devam etmesi nedeniyle diplomatlar da dahil olmak üzere tüm ABD sivil personelinin Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’e tahliye edildiğini duyurdu.
Çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren bir yardım kuruluşu olan Free Burma Rangers’ın kurucusu David Eubank, Pazar gününe kadar Rojava’da çalışıyordu. David Eubank, bölge halkının devam eden Türkiye saldırıları nedeniyle “terörize edildiğini” ve ABD tarafından derinden “ihanete” uğradığını hissettiğini belirtti. Sivil bölgelerin hedef alınıp alınmadığı sorusuna Eubank, “Kesinlikle” yanıtını verdiği kaydedildi.
Al-Monitor’a konuşan bir bölge yetkilisi, Amerikalıların hâlâ Erbil’de olduğunu doğruladı.
Konuyla ilgili Al-Monitor’a bilgi veren bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Savunma Bakanlığı’nın da belirttiği gibi, Suriye’deki son hava saldırıları Suriye’de çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit ediyor” dedi. Sözcü, ABD personelinin Suriye’nin kuzeydoğusundan ayrıldığını doğrulamayı reddetti ve “Genel bir politika olarak personel hareketi hakkında yorum yapmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Geçmişte Türkiye saldırı tehdidinde bulunduğunda, koalisyon birlikleri tehlike altındaki kasabalardan geçerken araçlarında büyük ABD bayrakları dalgalandırarak güç gösterisi yapardı. Bu sefer böyle bir gösteri olmadı.
Sözcü, Al-Monitor’un ABD’nin Türkiye ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında Türkiye’nin kara harekatını engellemek için arabuluculuk yapıp yapmadığına ilişkin sorusuna ABD’nin özel diplomatik görüşmeler hakkında yorum yapmadığını söyleyerek yanıt vermedi. Al-Monitor’a bilgi veren bilgili kaynaklar, Türkiye’nin tüm arabuluculuk çabalarını reddettiğini ve savaş yoluna girdiğini söyledi.
DSG Komutanı Mazlum Kobani, basında çıkan haberlerin aksine, Suriye’deki Rus kuvvetlerinin komutanı Alexander Chayko’nun son görüşmelerinde kendisinden herhangi bir talepte bulunmadığını, ancak Ruslara ateşkes şartlarına uymalarını söylediğini söyleyerek bu görüşü pekiştirdi.
Ekim 2019’da Türkiye’nin Rojava ve kuzeydoüu Suriye’ye yönelik harekatına son vermek için Rusya’nın aracılık ettiği bir anlaşma imzalanmıştı.
Daha önce ABD koruması altında olan Minbic ve Kobani, rejim ve Rus güçlerine teslim edildi. Biden yönetimi, eski Başkan Donald Trump’ın ABD birliklerinin bu bölgelerden çekilmesindeki sorumluluğunu, Türkiye’yi bu bölgelerden uzak tutamadığı için gayet iyi gösterebilir. Al Jazeera ve al-Araby al-Jadeed bugün Rusya’nın Şam ve DSG’yi , savaşçılarını Tel Rıfat’tan çekmeye ikna etmeye çalıştığını bildirdi.Türk kara saldırısını önlemek için.
Arap medya kuruluşlarının bildirdiğine göre, Türkiye Moskova’ya böyle bir anlaşmaya aracılık etmesi için “daha fazla zaman” verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Al-Monitor’a “Suriye’deki toplulukların yaşamlarını daha da istikrarsızlaştıran ve Küresel Koalisyon’un IŞİD’e karşı güçlükle kazandığı ilerlemeyi riske atan askeri harekata şiddetle karşıyız” dediği aktarıldı. Sözcü şöyle devam etti: “Türkiye’ye ve yerel Suriyeli ortaklarımıza, tırmanışın [IŞİD’i yenme] hedeflerimiz ve sınırın her iki tarafındaki siviller üzerindeki etkisine ilişkin ciddi endişelerimizi sürekli olarak ilettik.”
Ankara, 13 Kasım’da İstanbul’da altı sivilin hayatını kaybettiği bombalı saldırının arkasında DSG’nin öncü bileşeni YPG ve PKK müttefiklerinin olduğunu belirterek 20 Kasım’da Kobani başta olmak üzere DSG kontrolündeki bölgeleri yoğun şekilde bombalamaya başladı.