Sahte Maskelerin Düşmesi

Sahte Maskelerin Düşmesi IŞİD, Şengal, Kurd PKK, Öcalan Baki Tuğ Kurdistan

Şengal’de PKK ve IŞİD

2014 yılında İŞID teröristleri Şengal’e saldırırken, binlerce kişiyi kaçırıp katlettiler. Binlerce Ezidi kadın ve kızlarına tecavüz ettiler. Bu olaylar Kürd tarihinde en trajedik olaylardan biridir.

Sonra Şengal’de PKK geldi, İran’a yol açmak için, Suriye’ye kolayca yardım ulaştırıp koridor olsun Suriye rejimine ve başka ülkelere yardım ulaştıra bilsin.

PKK çeteleri geldiler Şengal’de İŞIDe alternatif oldular. Şengal’de yüzlerce Ezidi çocuğunu kaçırıp, Gare, Metina, Avaşin, ve Zap’ta militan yaptılar. Yeniden Şengal’in yapılanmasına sebep ve mâni oldular, Ezidiler yerleşim yerlerine dönmesinler diye.

Her gün Türk devleti dron ve keşif uçaklarıyla Şengal ve etrafını bombalıyor. Sivil kadın ve çocukların ölmelerine sebebiyet veriyor. PKK hazırdır ki, tüm işgalcilere Kürdistan’a saldırmaları bahanesi versin diye.

Bundan 7 yıl önce 2015’te Şengal kahraman Peşmerge güçleri tarafından IŞİD’den temizlendi. Ne yazık ki bugün, PKK Şengal’de  IŞİD’ten daha kötüdür Ezidilere karşı.

2015’ten ve 7 yıl sonrasına baktığımızda, Şengali PKK çetelerinden temizlemek için bir operasyonun daha şart olduğunu görüyoruz.

 IŞİD odur ki Hucam Surçi’nin kafasını kesti, Kürd idi. PKK çeteleri 2021 yılında Metina dağında 5 Kürdistan peşmergesini şehit etti.

O yüzden PKK ve İŞID Kurd ve Kürdistan’ın ortak düşmanlarıdır diyoruz.

Kürdlük Adı Altında Siyasi Pazarlıklar

Tarihten haberdar olanlar, özellikle Kuzey Kürdistani çok iyi bilirler. Kimin PKK’nin güçlenmesinde rol aldıklarını bilirler. PKK dışında Kürdistani partilerin içinde misyon alanlar PKK’nin güçlenmesinde milliyetçi maskesiyle müthiş rol aldılar. 1978 yılında işgalciler PKK’yi aktif hale getirdiğinde, Kuzey Kürdistan’da milli hareket ve bilinç üst düzeydeydi. Bundan dolayı olacak ki, PKK’yi Kürd milletinin başına bela ettiler.

O zamanın Türkiye cumhuriyet baş savcısı (Baki Tuğ) diyor ki: “1972 de Abdullah Öcalan’i Şafak bildirisi dağıtırken yakaladım, bana MİT’den bir yazı geldi, dediler ki Öcalan Bizim mensubumuzdur ona göre muamele edin ve bende Öcalan’ı serbest bıraktım.”*

Öcalan hiçbir zaman inkar etmemiştir Türk istihbaratının elemanı olmadığını. Kendi sorgu ve itiraflarında, (Hasan Atilla Uğur) açık bir şekilde Türk’ten daha çok Türk his ettiğini dile getiriyor. Akabinde de Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmete hazır olduğunu söylüyor.

PKK aktif ve etkin hale getirildikten sonra, milliyetçi hareketler içinde bulunan bazı şahıslar ya çıkarı için ya da korktukları için PKK’ye üye olup katılım sağladılar. Bu şahıslar PKK’nin 45 yılda yaptığı her suçun döktüğü her kanın ortaklarıdırlar.

Düne kadar politik eylem ve söylemleriyle, PKK’ye hain ve terörist diyenler, bugün kendi çıkarları için PKK ve HDP’ye menfaatleri için kendilerini yamamaya çalışıyorlar. Milliyetçi kisvesiyle kurdukları medyalarında dahi PKK’nin yaptığı her ihanet ve terörizmi aklamaya çalışmaktadırlar. PKK medyasına katıldıklarında gazetecilik adı altında, Barzani ve Kürdistan düşmanlığından başka bir şeyde yapmazlar.

Büyük bir utançtır ki, bir Kürdin cebini ve şahsi çıkarlarını milli davasının önüne koymasından.

PKK’yi yaptıklarından ötürü baş suçlu olarak suçladıklarında unutulmamalı ki, bugün milliyetçilik adi altında utangaç biçimde Apoculuk ve PKK’cilik yapanlar, PKK ihanetinin suç ortaklarıdırlar. Bundan dolayı yarın öbür gün PKK tasfiye edildiğinde binlerce katledilen masum Kürdun hesabı bu şahıs ve partilerden sorulmalıdır.

Barzani Karşıtı Cephe

Biliyor ve görüyoruz ki, yıllardır gerek işgalciler gerek işgalcilerin aparatlığı ve köleliğini yapanlar, Başkan Mesud Barzani’ye saldırmaktan başka birşey yapmazlar. Bunu yapanlara baktığımızda, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve Mihri Belli’nin tezgahından geçenlerdir. Ellerinde binlerce Kürdin kanı var, bu düşmanlığın geçmişi karanlık, düşmanlıkları uzun ve tarihidir. Türkiye sol adı altında, Kürdlerin beynini yıkayarak Kemalistlerin eliyle. PKK medyası tamamıyla bu sol geçinen Kemalistlerin kontrolündedir. PKK gazetelerine ve medyasına baktığımızda, düşman diye tanımladıklarından ziyade, Barzani düşmanlığını ve Kürdistani olanlara yapmaktadırlar. Ellerinden ne geliyorsa bu minvalde gönüllerince yapıyorlar. Türk derin devleti ve Ergenekon, Kürd ve Kürdistani yok etme amacı üzerine kuruludur, bu yüzdende PKK gibi bir aparata ihtiyaç duyup var ettiler.

Başkan Barzani’ye bugün her konuda cephe alanlar ve saldıranlar. İki kesimden oluşuyorlar. Birinci kesim kişisel çıkarları için Güney Kürdistan’a gidip umduklarını bulamayanlardır.

İkinci kesim ise, işgalcilerin hizmetkarlığına gönüllü olanlardır. Türk, İran, Irak ve özellikle Suriye rejimine hizmet edenler kol kola girerek Başkan Barzani ve Kürdlere organize bir şekilde saldırıyorlar.

Ama tarihi bir gerçeklik var ki hepimizin bilmesi gereken. Başkan Mesud Barzani, dünyada tüm Kürdlerin temsiliyetini yapmaktadır. Şeyh Ubeydallahe Nehriden, Mele Mustafa Barzani’ye kadarki süreçte, Kürdlerin inanç ve iradesinin mirasçısıdır. Bizden öncekilerin dediği gibi: yüce dağlar hafif rüzgarlarla yerinden oynamaz. Ancak kayalıklardaki tozu alır.

Sahte Maskelerin Düşmesi

Japon roman yazarı Haruki Murakami derki: “Değişen insanlar değildir, yüzlerindeki maskelerin düşmesidir.”

Kürdistan’da gelişen her olayda, çoğu insanın maskesi düşüp gerçek yüzü çıkar ortaya. Kürdler varoluş ve yok oluşu savaşını verirken, yıllardır aydın gazeteci ve Kürd siyasetçisi kisvesi altında varlık gösterenler, hayali masallar yaratıyorlar.

Kendi milletinin geçmişini ve tarihimizi okumadığımızda, ister istemez karanlık ve milletinin düşmanlarının derin ve karanlık mücadelesine hizmetkar olur insan. 45 yıldır PKK Kürdistan’ın tüm işgalcilerinin yardımıyla Kürdleri öldürüyor. Bu gerçeği görmeyip, Kürdleri aldatan söylemlerin başında (Birakuji) söylemidir. Eğer insan dünya tarihine bakarsa, hiçbir millet Kürdler kadar yalan ve düzmece masalların kurbanı olamamıştır.

PKK kendisini Türkiyeci gösterdiğinde, Kürdleri öldürüldüğünde, çocukları kaçırdığında her türlü zulüm ve hakareti yaptığında, (Birakuji) söylemi komik ve aldatıcı gelmiyor mu?

PKK bilerek ve isteyerek Kürd ulus mücadelesini terörize ederek, Kürdleri terörist olarak göstermeye çalıştığında, Kürdlerin PKK’ye terörist demesi reva değil mi?

Kürd milleti her şeyden önce bu gerçeği kabul etmeli, siyasetçi ve aydın adı altında varlık gösterenler hem nalına hem de mıhına vuranlar, PKK’den çok daha tehlikeli ve Kürd ulus mücadelesine zarar vermektedirler.

45 yıllık kanlı tarihiyle Kürd çocuklarının kanı üzerinden ticaret yapanlar. Hiçbir zaman yaptıkları kötülüklerden arınmayacaklar.

PKK’den önce, sahtekarların maskelerinin düşürülmesi elzemdir.

PKK’yi meşrulaştırmaya çalışanlara karşı sessizlik, rezil perişan ve fütursuzca ölümden başka bir şey değildir.

Dilovan Ali

*Kaynak: (Küresel Çeteye İnfaz Kökten Siyasi Çözümleme) Murat Bahadır Akkoyunlu, Kronoloji Yayınları

Diğer Haberler