13 Kasım 2015 tarihinde Başkan Mesud Barzani’nin “Başkomutan” sıfatı ile yönettiği “Şengal’e Özgürlük Operasyonu” gerçekleşti.
Çatışmalar iki gün sürdü ve 200’e yakın IŞİD üyesi öldürüldü, onlarcası teslim oldu. Şengal operasyonunun IŞİD için sonun başlangıcı oldu. Sadece Irak’ta değil Suriye ve Rojava’da da IŞİD artık baş aşağı gidişat başladı.
IŞİD ilk kez şehir kaybetti
21 Mart 2019 yılında Bahoz köyünde son kalesini kaybeden IŞİD’in bu yenilgisine giden yol 13 Kasım 2015 yılındaki Şengal operasyonu ile açıldı. Çünkü Şengal IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka ile Irak’ta ki kalesi Musul’u birbirine bağlayan 47’inci otoyolun tam ortasındaydı. Burası Peşmerge güçleri tarafından ele geçirilince iletişim ağı zayıfladı. IŞİD ilk kez Şengal’de kontrol ettiği bir şehri ve toprakları bırakmak zorunda kaldı.
Sadece şehir merkezi değil Til Afer, Musul, Suriye-Rojava sınırına giden tüm yollara kurtarıldı. IŞİD’in aldığı bu darbe manevi olarak da Ezidi Kürtlere tek değil tüm Kürtlere büyük bir moral kaynağı oldu.
Şengal sadece Ezidi soykırımı değil Kürtlere karşı yapılan bir soykırımdır
Şengal Ezidi Kürtlere karşı yapılan bir soykırım hareketiydi. Bu tartışmasız bir gerçektir. Fakat bunun dışında Şengal’deki IŞİD aksiyonu Kürtlere karşı yapılan bir komploydu.
IŞİD uluslararası bir taşeron örgüttü. Birçok güç tarafından kullanıldı. Türkiye, İran başka Arap ülkeleri hatta uluslararası bazı güçler tarafından yönlendirildi. Özellikle Irak’taki IŞİD yapısında büyük İran’ın büyük bir etkisi vardı. IŞİD Irak’ta Kürtlere karşı, Kürtlerin devletleşmesine ve büyümesine karşı kullanıldı.
2004 yılında Saddam Rejimi yıkıldıktan sonra Kürdistan Bölgesinin Ortadoğu’da parlayan bir yıldız haline geldi. Kürdistan Bölgesinin bu denli büyümesi Ortadoğu dengelerini sarsıyordu. Kürdistan’ın ekonomik büyümesi, merkez haline gelmesi Kürtlerin geleceğini kurtara bilirdi. Bu nedenle aslında 2004 yılından bu yana herkes bir biçimde Güney’i kuşatmaya çalışıyordu. Bazıları dost görünerek bazıları ise açıktan düşmanlıkla.
2011 yılındaki Arap baharı denen süreçle beraber yerel sömürgeci sistem Kürtlerin meşru varlığı Kürdistan Bölgesi’ni de karambole getirmek için plan yaptı.
Görünen kurban Ezidi Kürtler hedef tüm Kürdistan’dı
IŞİD’in Kürtlere karşı kullanılmasının altında işte bu neden vardır. IŞİD 2014 Haziran ayında Bağdat’a 50 km yakınlaşmıştı. Bağdat halkı şehri terk ediyordu. Bağdat’ı almak hata almasa bile savaşı Bağdat’ın mahallelerine taşımak IŞİD için bulunmaz bir güç yaratacaktı. Musul’u koruya bilecekti. Fakat IŞİD bunu yapmadı ve yönünü Kürdistan’a çevirdi. Bağdat yerine 4 Ağustos günü küçük Şengal kasabasına saldırdı. Kürdistan’a saldırıları devam etti. IŞİD’e bunu yaptıran bir güç vardı.
Musevi’nin açıklaması önemli bir delildir
Zaman içinde bu konunun çok daha fazla açığa çıkacağı nettir. Fakat bu konuda İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Seyit Resul Musevi’nin 2021 Eylül ayında Taliban’ın halk desteği olduğunu, açıktan Taliban’a saldıramayacaklarını söyleyerek “Taliban’ı IŞİD ile durdura biliriz” demesi bu konuda önemli ip uçları vermektedir. Kürtlerin desteğini almış ve direk saldırılması büyük tepki çekecek olan Kürdistan’a da IŞİD bir taşeron örgüt olarak kullanıldı. Açıkçası bu durum Türkiye gibi diğer yapıların da desteğini alan bir plandı.
İran, IŞİD’in varlığını kullanarak Irak’ta Haşdi Şabi adlı milis yapısını kurdu, Kürtlerin siyasi, ekonomik gelişimini bloke etti. Evet görünen kurban Ezidi Kürtlerdi ama hedeflenen tüm Kürdistan Bölgesi idi. Şengal soykırımını sadece Ezidilere yapılan saldırı olarak görmek, göstermek ve Kürdistan Bölgesine ve Kürtlere karşı yapılan komployu görünmek kılmaya çalışan çevreler var bunlar. Bunların içinde bazı Kürtlerde var ve bunlar Şengal Komplosunun bir parçasıdır.
Şengal Anlaşmasının engellenmesi komplonun devamıdır
Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetleri, 9 Ekim 2020’de, Şengal’de durumun normale dönmesi, yeniden inşa ve halkın evlerine geri dönmesini hızlandırmak için bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma şu ana değin uygulana bilmiş değil. Nedeni ise 2014 yılı ağustos ayına Şengal’e dönük yapılan komplo ve soykırımın devam etmesidir.
Çünkü Şengal’in normalleşmesi demek anti-Kürdistani cephenin yaptığı planın yıkılması demektir. Şengal’e Ezidilerin geri dönmesi, kendi yönetimini kurması hem Ezidilerin soykırımı yenmesi hem Kürdistan bölgesinin komployu boşa çıkarması demektir. Engellenen budur.
Evet Şengal IŞİD’den kurtarıldı. IŞİD hem bölge gericiliğinin yarattığı bir güçtü hem de anti-Kürdistani cephenin bir taşeronuydu. Fakat bu komplonun diğer taşeron gücü olarak Haşdi Şabi güçleri ve PKK yapıları Şengal’de durumun normalleşmesini engelliyor. Şengal anlaşması ile Haşdi Şabi komutanları PKK ile anlaşmanın engellenmesi için plan yapmak konusunda anlaştılar.
Bu anlaşma şu anda Irak devleti içindeki İrani yapılar, İran milis gücü Haşdi Şabi ve PKK tarafından engellenmektedir.
Bu güçler Şengal operasyonunun da engellemek istediler
Kürdistan Bölgesi’nin yetkili karar mercileri Şengal Operasyonu’nun 2015 yılında Nisan ayında yapılmasını kararlaştırmıştılar. Şengal mevsim koşulları itibarı ile her zaman operasyon yapılamazdı. Fakat Nisan ayındaki operasyon Irak’ın o zamanki başbakanı Hayda Abadi ve PKK tarafından engellendi. Kürdistan Bölgesi o dönemde operasyonun ortak yapılmasını istiyordu. Fakat Kürdistan Bölgesini Şengal’e sokmamak için bu iki güç operasyonu tek başına yapmak istiyordu. PKK yöneticileri Sabri Ok, Rıza Altun gibi isimler Bağdat’da Peşmerge güçlerini katılmadığı bir operasyon için görüşmeler yapıyor öte yandan da PKK sürekli olarak Peşmerge güçlerini oyalıyordu.
PKK’nin Şengal’in Kürdistan’a değil de Irak’a bağlı bir özerk yapı olması planı o zaman belirlenmişti. Bağdat ve PKK’nin ortak planı; Kürdistan Ezidisizleştirecek, Ezidileri Kürdistansızlaştıracak bir plandı ve tarihi olarak Ezidilere ve Kürtlere karşı büyük bir ihaneti barındırıyordu.
Başarıyı gasp etmeye çalıştılar
Başkan Barzani Şengal Soykırımının birinci yıl dönümünde yani 3 Ağustos 2015 yılında Şengal’i kurtarma sözü vermişti. Bu güçlerin farklı planları olduğu anlaşılınca son kez kendilerine haber gönderildi ve operasyon başladı.
12 Kasım günü başlayan operasyonun başarıya ulaştığı ve uzun sürmeyeceğini anlaşılmıştı. Bunun üzerine 13 Kasım günü operasyon sonlandıktan sonra öğleden sonra PKK şehir merkezine yakın bazı birimlerini gönderdi. Peşmerge tarafından kurtarılan buğday silosu, resmi daireler vb yerlere kendi sembollerini astı. Medyasında operasyonu kendisi yapmış imajı yaratmak istedi. Fırsatçılıkla sırf sağa sola kendi bayraklarını asmak için gönderdiği savaşçıları mayınlara bastı, hayatını kaybetti. Yaralılarını yine Peşmerge güçleri kurtardı.
PKK’nin Şengal üzerinde yaratmaya çalıştığı zihin bulanıklığı ve algı operasyonu hala devam ediyor.
Başkan Barzani, Şengal’e Özgürlük Operasyonu’nu Ezidi kadınlara adadı
Operasyonu bizzat yöneten Başkan Mesut Barzani Şengal’de basına konuştu ve şu ifadeleri kullandı:
“Şengal’in, kahraman Peşmergelerimizin eliyle IŞİD teröristlerinden kurtarılması, Kürdistan halkı için askeri ve siyasi açıdan tarihi ve büyük bir başarıdır. Bu başarı, bütün taraflara, işgalcilerin ve zulmedenlerin, Kürdistan halkını ezmeye çalıştığı o günlerin artık geride kaldığını gösteriyor. Kürdistan halkı şimdi başı dik bir şekilde kendini savunuyor, düşmanı yeniyor ve insanlık değerlerini savunuyor.”
Başkan Barzani operasyonu Ezidi kadınlara adadı.
Komplo devam ediyor
13 Kasım Şengal’in kurtuluşu operasyonunun üzerinden 7 yıl geçti. Fakat komplo devam ediyor. Şengal anlaşmasını engellemek Ezidilere bu kez beyaz soykırım dayatmak, kültürel asimilasyon dayatmak ve Şengal’i Ezidisizleştirmektir.
Bu konuda bölge gerici güçleri hala ısrarcıdır. Kürdistan Bölgesi de Ezidisiz bir Kürdistan, Kürdistansız bir Ezidi ve Ezidisiz bir Şengal kabul etmemekte ısrarlıdır.
Nasıl ki IŞİD taşeron yapısı yenilmişse diğer taşeron yapılar da yenilecektir.