Şeyh Said ve 47 arkadaşının idam edilişinin 97. yıldönümü nedeniyle Şeyh Said Derneği ve Kürdistan Ulusal Gençliği (CNK) tarafından açıklama yapıldı.
Cumhuriyetin kurulması ardından Kürtlere uygulanan baskıları kabul etmeyerek, 13 Şubat 1925’te Diyarbakır Piran’da (Dicle ilçesi) devlete başkaldırdıkları gerekçesiyle göstermelik bir mahkemede yargılanan Şeyh Said ve 47 arkadaşı 97 yıl önce bugün 29 Haziran 1925 tarihinde Dağ Kapı Meydanında idam edildiler.
Mezar yerleri ise halen bilinmiyor. Şeyh Said Derneği ve CNK bir kez daha mezar yerlerinin açıklamasını talep eden açıklamalar yayınladı. Şeyh Said Derneği’nin açıklamasında şöyle denildi:
“Cenazeleri ailelerine teslim edilmedi”
“Şeyh Said ve arkadaşları bundan 97 yıl önce şehadete ulaştılar. Baskıya, zulme, inkâra ve yok edilmeye karşı çıktılar. Bunun için kıyam ettiler. Adı İstiklal Mahkemesi olan ama gerçekte yargılama yapmayarak sadece yargıyı açıklayan bir heyetin kararıyla haklarında idam kararı verildi.
1925 Direnişinin üzerinden 97 yıl geçmesine rağmen olayın tarihsel ve toplumsal gerçekliği tüm yönleriyle açıklığa kavuşmuş değil. Şeyh Said ve arkadaşları hakkındaki idam kararları usulünce yapılan bir yargılama sonucunda verilmedikleri gibi cenazeleri de ailelerine teslim edilmeyerek hem haklı direnişleri ve hem de adlarının yaşatılmasının önüne geçilmek istendi.
“Şehitlerimizden bile korkuyorlar…”
Şeyh Said efendi ve arkadaşlarından önce Cibranlı Halit Bey, Yusuf Ziya Bey ve dava arkadaşlarından başlayarak Kürtlerin cenazelerini vermemeye, defnedildikleri yerleri gizlemeye, mezarlarını tahrip etmeye başladılar. Şeyh Said ve Dava Arkadaşları Cibranlı Halit Bey Seyid Abdulkadir, Şeyid Abdulkadirin oğlu ve arkadaşları, Seyit Rıza, Saidê Kurdî ve daha sayamadığımız çok sayıda Kürt değerlerinin mezar yerleri bilinmemektedir.
İdam edilmelerinden sonra 1938 yılında çıkarılan 3527 sayılı kanun ile İstiklal Mahkemelerinin kararlarıyla mahkûm olanların cezaları af edilmiş, cezaları infaz edilenlerin ise itibarları iade edilmiştir. İtibarın iade edilmesi bile şehadet yıldönümüne denk getirilmiştir. Bu kanunun yayımı özel olarak 29 Haziran tarihine denk getirilmiştir.
“Hiçbir dini, hukuki, ahlaki ve insani kuralla açıklanamaz”
Kürt milletinin bu onurlu önderlerine bir mezar yerinin bile fazla görülmesi sadece ailelerini değil tüm toplumu tahkir etme amacını taşımaktadır. Bu politik karar hiçbir dini, hukuki, ahlaki ve insani kuralla açıklanamaz. Bu tutum sadece ölüye duyulan öfke ile açıklanamaz. Aynı zamanda toplum hafızasız bırakılmak istenmektedir.
Buradan çağrımız başta Şeyh Said efendi ve arkadaşları olmak üzere Seyid Abdulkadir Cibranlı Halit Bey, Seyit Rıza , Saidê Kurdî ve diğer tüm şehitlerimizin usulünce defin hakkı ve mezar yerlerini istiyoruz.
Şehadetlerinin 97. Yıldönümünde Şeyh Said’in; ‘Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Mücadelem, inancım ve milletim içindir. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahçup etmesinler’ sözlerini sürekli hatırda tutarak Şeyh Said ve arkadaşlarının şahsında hak, adalet, onur ve özgürlük uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, uğruna canlarını verdikleri ideallerini gerçekleştirmek kararlılığında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”
“Flamalar ile katılmaları polis tarafından engellendi”
Kürdistan Ulusal Gençliği (CNK) de şu açıklamayı yaptı:
“Kürdistan ulusal kurtuluş hareketinin en önemli liderleri Şeyh Said ve 47 arkadaşı 29.06.1925 günü Türkiye Cumhuriyeti’nin gayrimeşru ve İstiklal Mahkemeleri’nin aldığı idam kararı neticesinde Diyarbakır Dağ Kapı Meydanı’nda idam edildiler.
Bugün Şeyh Said Derneği tarafından tertip edilen Dağ Kapı meydanındaki anma ve basın açıklamasına üyelerimizin Şeyh Said’in ve dava arkadaşlarının resimlerinin yer aldığı flamalar ile katılmaları polisler tarafından engellendi.
Şeyh Said ve arkadaşlarının hukuksuza idam edilmelerinin üzerinden 97 yıl geçmesine rağmen mezar yerlerini ailelerine ve halkımıza henüz açıklamamıştır. 97 yıl önce şehit edilen Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerini açıklamayan işgalci devlet bu gün de Şehy Said ve arkadaşlarının fotoğraflarının taşınmasına engel olmaktadır. Bilinmelidir ki Şeyh Said ve değerli arkadaşları Şeyh Ubeydullah ve Şeyh Abdülselam Barzani’nin yarattıkları ulusal kurtuluş mücadelesi mirasın taşıyıcıları olmuşlardır.
“Türkiye Cumhuriyeti Kürdistan halkından özür dilemeli”
Dönemin yüzlerce Kürt aydınını sürgüne gönderen ve Şeyh Said ile yol arkadaşlarını hunharca idam eden Türkiye Cumhuriyeti bir an önce Kürdistan halkından özür dilemeli ve Kürdistan halkının şehitleri Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerini ailelerine ve halkımıza göstermelidir.
Bundan 8 yıl önce 29 Haziran 2014’te kuruluş deklarasyonumuzda, Şeyh Said, Cibranli Halit Bey, Yusuf Ziya Bey, Ali Rıza Bey, Bahaddin Bey, Faik Bey, Mele Abdurrahman Şirnexi, Dr. Fuad, Şeyh Abdullah, Kamil Bey, Şeyh Şerif ve tüm yol arkadaşlarının mirasçısı olduğumuzu Kürdistan şehitlerinin mefkûresinin Kürdistan Ulusal Gençliğinin de mefkûresi olduğunu açıkça belirtmiş ve bu yolda yürüyeceğimizi bu vesile ile tekrardan bildiriyoruz.
Şeyh Said ve tüm Kürdistan şehitlerinin ruhu Kürdistan’ın 4 parçasındaki Kürdistani kazanımlar ve siyasi statüler ile şad olacaktır. Şeyh Said ve yol arkadaşlarının yanı sıra tüm Kürdistan şehitlerini minnetle yad ediyoruz.”