İran’ın Erbil saldırısı ve Kürt siyasi hareketlerinin tutumu üzerine: Kürdistanilik mi münafıklık mı?

İran’ın Erbil saldırısı ve Kürt siyasi hareketlerinin tutumu üzerine: Kürdistanilik mi münafıklık mı? PKK, HÜDAPAR; PYD; iran,

Terörist İran devletinin iki gün önce Hewler’e 12 balistik füze fırlatması ve sonrasında gelişen hareketlilik Kürtlerin yakından takip etmesi ve tüm ayrıntıları hesaplayarak yaklaşması gereken bir süreç. İran’ın; “Hewler saldırısında MOSAD üyelerini hedefledik” sözünün de gerçekle alakası yok. İran’ın saldırıdan birkaç saat sonra saldırıda öldürdüğünü iddia ettiği adı sanı belli olmayan 9 kişinin adını vermesi de basit bir senaryo yazıldığını gösteriyor. İran’ın gerekçesi basit ama amacı tehlikelidir.

Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı saldırının stratejik etkisi kadar stratejik bir amaçla yapılmıştır. Hatta her iki olay arasında bir ilişki vardır. İran’ın Erbil’e saldırısın Ortadoğu’da Kürdistan’ın sömürge statüsüne ısrarlı olan bir kesimin varlığını tekrardan gözler önüne serer.

Bu nedenle de İran’ın bu tutumuna karşı tavır aslında Kürdistan’ın sömürge statüsüne karşı gösterilen tavırdır.  Eğer Kürtlerin içinde gerçekten kimler Kürdistani anlamak istiyorsanız Erbil’e düşen 12 füze karşısındaki tutumuna bakarak anlaya biliriz.

PKK’nin münafık tutumu

Mesela PKK ve bu konuda ona bağlı olan yapılar açısın değerlendire biliriz. Olayın üzerinden bir gün geçmesine rağmen ne PKK ne de ona bağlı yan örgütlerden olayı kınayan bir açıklama gelmedi. Büyük ihtimal PKK’den gelecek bir talimatı bekliyorlar. Çünkü onlarda PKK’nin İran’la olan stratejik ittifakını biliyorlar. Bunun için İran ’ı kınamaya cesaret etmediler. Bundan sonra yapacakları kınamanın da pek bir anlamı yok. Ama bu durumu bize bazı gerçekleri gösterir.

Örneğin Kuzey Kürdistan’da PKK’nin iki siyasi partisi var: HDP ve DBP.

HDP herkesin bildiği siyasi bir parti. BDP ise daha çok PKK kadrolarının yer aldığı bir parti. Geçtiğimiz gün BDP kongresini yaparak yeni başkanlarını seçti. O her iki başkanda Kongre’de de Kürtlerin birliğe ihtiyacı var dedi ve Kürtlere ulusal kongre çağrısı yaptı. Fakat bir yerde Kürtlerin gözü gibi koruması gereken Kürdistan Bölgesine saldırı oluyor tavır göstermiyor. HDP aynı biçimde hatta, HDP içindeki vekillerden bile sadece birkaç tanesi olayı kınadı. HDP Genel Merkezi 25 yıl önce olan Türkiye’de sivillerin öldüğü bir olayı kınıyor, dünyanın neresinde bir patlama varsa ses ediyor. Fakat Kürtlere saldırı oluyor, sesini etmiyor. Bir Kürt olarak kınamalarını bir yana bırakalım, bir insan olarak sivillerin üstüne füze atılıyor, onu kınaya bilir, o da yok. HDP’nin Hewler bürosu var. O kınasın o da yok.

Sonra ne olacak HDP’nin Hüseyin Kaçmaz gibi bazı vekilleri Erbil’i ziyaret edecek ve ulusal birlik kurulmalı diyecek, ama Kürtlere saldırı olunca bir twit bile atacak cesaretleri olmayacak.

Bu durumun adı nedir? Adı münafıklıktır. Münafık nedir? Olmadığı ve inanmadığı şeyi inanıyormuş gibi yapmaktır. PKK ve camiasının yaptığı münafık Kürtlüktür.

HÜDAPAR’dan çekingen açıklama

Tabi ki Kuzey’deki bu münafık Kürtlüğün bir diğer tarafı da HÜDA PAR’dır.  Tam bu satırlar yazılırken HÜDAPAR’ın Erbil saldırısını kınadığına dair medyaya haber düştü.  Sonra haberin ayrıntılarına baktık. Aslında HÜDAPAR’ın açıklamasında da İran’ı kınayan bir tutum yoktu. Kürdistan’ın savaş meydanı olmasına karşıyız deniyor ama bu bir sömürgeciliktir demiyor.

Neden çünkü HÜDAPAR’da aynı biçime İran’a laf etmekten imtina ediyor. Tıpkı PKK gibi. Birbirine düşman gibi görünen, 1990’lardan beri birine kin bileyen, birbirinden insan öldürmüş iki siyasi akımın stratejik bir konuda bu denli ortak olması elbette ki üzerine çok düşünülmesi gereken bir konudur. Ontolojik nedenleri vardır.

Rojava’nın durumu

Birde Rojava’nın durumu vardır. Rojava yönetimi içinde bazıları “umarız Erbil yıkılır, Qamişlo gibi bir çamur içinde bir köye döner” gibi bir umut taşıyor. Bu nedenle de Erbil’e atılan füzelerden bayağı memnun olmuşlar. Oysa ki Erbil’e atılan füzeler tüm Kürtlerin geleceğine atılmıştır. Erbil rahat etmezse, tehlike altında kalırsa Qamişlo can çekişir. Onlar yıkılır bize öne geçeriz düşünce akıl yoksunluğudur. Fakat Rojava’da bu akıl yoksunluğu olduğu için onlarda Erbil saldırısına sessiz kaldı.

Sonuç olarak diye biliriz ki Erbil saldırısı çok ince elenip sık dokunulması gereken, birçok nedeni olan, bölgesel çatışmalar nedeni ile yapıldı. Dost düşman herkesin safını netleştirdi. Kürtler için de bir turnusol kağıdı görevi gördü.  Kürtler için kaygı taşıyanlar ile sömürgecinin koynundakiler de netleşti.

Diğer Haberler