Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin geçtiğimiz hafta Türkiye’nin başkenti Ankara’yı ziyareti ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sonrası PKK medyası ve sosyal medya kalemşorları konuyu saptırmaya dönük kara propagandaya başladılar. Barzani’nin gidiş zamanı, Kürdistan bayrağının görüşmede asılı olmaması vb. pek çok konuda bilinçli olarak olayı manipüle ettiler. Şengal, Derik, Mahmur kampına karşı Türkiye’nin saldırıları ile Neçirvan Barzani ziyareti arasında bir bağ kurmaya çalıştılar. PKK neden bu ziyaretlerden rahatsız?
Güney Kürdistanlı yetkililerin Türkiye’ye yaptığı her ziyaret sonrası PKK tarafından bir kıyamet koparılıyor. Bu ziyaretleri düşmanla ilişki ve işbirlikçilik olarak değerlendiriyor. PKK’ye göre Güney Kürdistan yetkililerinin Türkiye ile ilişkilenmesi bir işbirlikçiliktir. Aynı PKK aynı Türk devleti ile diyalog için ve ilişki ve diyalog kurmak için her gün devlete çağrı yapmaktadır. Aynı devletin meclisinde milletvekili vardır. Aynı meclisin komisyonlarında üyeleri vardır. Mesela devletin Milli Savunma Komisyonunda bile iki tane üyesi var. Türk uçakları Mahmur kampını vurdu diye bu üyeler Milli Savunma Komisyonundan istifa etti mi? Hayır. Milletvekilleri istifa etti mi? Hayır.
PKK devletle bu denli iç içe iken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkililerinin Türkiye ile ilişkilenmesinden neden bu denli rahatsızdır. Çünkü PKK hiçbir Kürdün hiç kimse ile ilişkilenmesini istemiyor. Güney Kürdistan İran ile ilişkilenince yanlış buluyor, İran Kürtleri öldürüyor, neden İran ile ilişkileniyorlar, İran Kürtleri asıyor diyerek yine kara propaganda yapıyor. Suriye ile ilişkilenince yanlış buluyor. ABD ile ilişkilenince bunu Kürdistan Bölgesi emperyalistlerle ilişkileniyorlar diye eleştiriyor. Herhangi bir yetkili Kürdistan Bölgesini ziyaret edince bunu eleştiriyor. Macron ve Papa gibi önemli kurumsal kişilerin Kürdistan ziyaretlerini ise tek bir haberle bile verme gereği duymuyorlar. Hatta bir zamanlar Neçirvan Barzani’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ne ziyareti Sedat Peker’in Türkiye’ye teslim edilmesi için olduğunu bile iddia etmişlerdi.
Çünkü PKK kendisi dışında hiç kimsenin başarısını kabullenemiyor, varlığını kabullenemiyor, PKK kendisi dışındaki hiçbir partiyi sindiremiyor. PKK sömürgecileri sindiriyor ama Kürtleri sindiremiyor. Kürtlerin görünür olmasını kendisi için bir eksi olarak görüyor.
Neçirvan Barzani’nin ziyaretinin amacı
Neçirvan Barzani’ni 2 Şubat tarihinde Erdoğan ile görüştü. Görüşmeden yaklaşık olarak 12 saat önce ise Türk savaş uçakları Mahmur, Şengal ve Rojava’yı vurdu. PKK bunun üzerinden Kürdistan Bölgesinin vuruşlara ortak olduğunu iddia etti. Oysa ki Peşmerge komutanı Sirvan Barzani resmi olarak yaptığı açıklamada, kendilerine bilgi verilmediğini ama merkezi Irak yönetiminin bilgi olmadan bu saldırıların yapılamayacağını söyledi.
PKK kendini tüm dünyanın merkezi olarak gördüğü için Neçirvan Barzani ve Erdoğan görüşmesinin de kendileri ile ilgili olduğunu iddia ettiler. Oysa ki görüşme haftalardan öncesinden planlanmış bir görüşmedir. Görüşmenin ise iki temel amacı vardır. Birincisi, Türkiye’nin Güney Kürdistan’dan doğal gaz almak istemesi diğeri ise Irak’daki hükümet kurma sürecidir.
Ayrıca tüm veriler şunu göstermektedir; “PKK’nin ve lideri Abdullah Öcalan’ın Türk devleti ile ilişkileri Kürdistan Bölgesi ile Türk devletinin ilişkilerinden daha sık ve daha güçlüdür”. PKK hiçbir zaman Türk devlet sistemini ret etmemiştir. PKK Türkiye devletinin bir parçası olmak istemekte ve siyasi hareketlerini de buna göre örgütlemektedir. Bunun için PKK’nin hiç kimseyi Türkiye’nin yedeğinde olmakla suçlamak gibi hakkı yoktur.
PKK Kürdistan bayrağı asılmamasını eleştiriyor
PKK medyası Neçirvan Barzani’nin Ankara ziyaretini küçümsemek için basına servis edilen fotolardan görüşmede sadece Türk bayrağının olduğu eleştirisi yapıyorlar. Oysa ki bayrak asma, ziyaret biçimi vb. hususlar keyfi uygulamalar değildir. Türk devlet protokolüne göre sadece Cumhurbaşkanı bir Cumhurbaşkanı ile görüşüyorsa ziyaret eden ülkenin bayrağı da asılır. Örneğin Erdoğan Merkel ile görüşürken de Alman bayrağı asılmamıştır.
Ayrıca PKK Kürdistan bayrağına düşmanlıkta Türkiye’den daha katıdır. Türk devleti protokoller ve mecburiyetler gereği Kürdistan bayrağını kabul etmek ve zaman zaman asmak zorunda kalıyor. Oysa ki PKK bunu bile yapmıyor. En son olarak geçtiğimiz 17 Aralık Kürdistan bayrak kutlama yapanlara saldırmış ve Kürdistan bayrağını yakmıştır. Ortadoğu’da Kürdistan bayrağını yakan üç güç vardır. Türkiye, Haşdi Şabi ve PKK. Bu nedenle PKK’nin Kürdistan bayrağı ile ilgili eleştirileri de anlamsızdır. PKK’nin gerçeği ile alakası yoktur.