Türk devleti ve PKK arasındaki savaşta ne PKK ne de devlet savaşı kaybediyor. Fakat maalesef ki bu savaş Kürtler, Kürt ülkesi, Kürdistan dağları, Kürdistan şehirleri, Kürt aileleri ve Kürt gençlerinin kaybettiği bir savaş. Anadolu Ajansının son olarak Avaşin bölgesi Kartal tepede yayınladığı görüntüler Kürtlere yine büyük bir acı yaşattı. Görüntüde, PKK’nin her gün övündüğü savaş tünellerinden çıkıp teslim olan Kürt gençlerinin görüntüleri vardı. Bu görüntüler, 2016 yılı Mayıs ayında Kuzey Küdistan’da hendeklerden teslim olan gençleri hatırlattı.
Kuşatmaya alınacakları bilindiği halde yüzlerce Kürt genci Kuzey Kürdistan’da ki hendek savaşına sürülmüştü. Şehirler yıkılmış, binlerce insan evsiz kalmış, yüzlerce genç hayatını kaybetmişti. PKK’nin gizli ajandası için yaptığı ve medya propagandasına çevirdiği hendek savaşları Kuzey Kürdistan halkına ve evlatlarına yapılan bir ihanetti. En son Cizre hendeklerinde yaralanan yüze yakın genç PKK tarafından bodrumlarda bırakılmıştı. “Eğer teslim olurlarsa itibarımız sarsılır” diyerek gençlerin bir biçimde o bodrumlardan sağ çıkmasının önü kapatılmıştı. Türk devleti ise korkunç yüzünü göstermekte hiç tereddüt etmemiş ve o gençleri canlı canlı yakmıştı.
Hendekler Kuzey Kürdistan’a yapılan bir ihanet olduğu gibi Kürt gençlerini kıyımı gibiydi. Üniversiteden, liseden, köyden, şehirden binlerce genç o savaşın kurbanı oldu. Ölen öldü, cezaevine giren hala cezaevinde, kaçak duruma düşen kaçak oldu. Sonuçta bu gençlerin geleceği çalındı. Hendeklerin sonunda da Duran Kalkan çıkıp “Düşman’ın bu kadar vahşice yöneleceğini tahmin etmedik” dedi. Türk devletinin yüz yıldır nasıl Kürt öldürdüğünü bilmez gibi söyledi bu sözleri.
Kürtler için ne istediği belli olmayan, Türkiye’yi demokratikleştirme adı altında yürütülen savaşa Kürt gençleri kurban edildi ve hala ediliyor. Şimdi de aynı şey PKK’nin savaş tünellerinde yapılıyor. Onlarca Kürt genci düşmanın kuşatmaya alacağı bilindiği halde sözde yeni savaş taktiği, savaş tüneli denen aslında bir çeşit mezara konuyor. Gençlerin o tünel denen yerde savaşmaları imkansız sadece düşmanı biraz oyalıyorlar. Daha sonra cembere alınıyorlar. Türk ordusu tünelin başına bir gurup asker yerleştirip, teknik kullanıyor. Yani o gençler ölümle teslim olmak arasında tercih yapmak zorunda kalacağı savaş tünellerine- savaş mezarlarına mahkum ediliyor.
Hatta Türk ordusu bazı tünellerin ağzına geliyor. Kapıyı teknik kullanarak biraz yıkıyor, sonra kapıya beton döküyor. O gençler içerde canlı canlı gömülüyor. 23 Nisan tarihinden bu yana böyle onlarca tünel imha oldu. Ya üzerine beton döküldü, ya gençler teslim oldu. Gençler yaşlarından ve kendilerinden bir ölüme süreklenirken PKK yöneticileri ve medyası olayı savaş tünellerinde büyük direniş olarak lanse ediyor.
Bugün servis edilen ölüm tünelinden çıkan o genç hain değildir. Çaresizdir, belki daha 18 yaşında bile değillerdir, çocukturlar. Sadece kullanılıyorlar. PKK direniş tiyatrosu için onları o tünelle yerleştirip, cenazeleri üzerinde propaganda yapıyor. Devlet büyük ihtimal önceden teslim almış, üstünü aramış, allah bilir neler yapmış. Daha sonra da insani görünmek için oda bir tiyatro yapıyor onları o tünele tekrar geri koyuyor. Tek tek çıkarıyor, üstünü aramadan, su veriyor. O da o gençlerin hayatları üzerinden propaganda yapıyor. İşte gençler böyle bir savaş için kullanılıyor.
Türk devleti vahşidir. Türk devleti Kürt öldürmekten hiç çekinmez. Bundan sonra da çekinmeyecek. O gençler o tünellerde birer kurban gibi savaş tanrılarına sunuluyor. PKK savaşı Güney’e çekmeyi , Güney Kürdistan dağlarını bir bir Türk devletine vermesini bu gençlerin bedenleri altında gizlemektedir.
