PSK Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirisi yayınladı

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde yaptığı toplantının sonuç bildirisini kamuoyu ile paylaştı. PSK Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirdikleri toplantının sonuç bildirisinde şu noktalara dikkat çekildi: “Parti Meclisimiz, hem Kürt ulusal demokratik muhalefetiyle hem de Türk demokrasi güçleriyle etkileşim ve iletişim içinde olmanın yararına ve önemine değinmiştir.” Yapılan açıklamanın devamında şunlar belirtildi: “Parti Meclisimiz, Afrin’de işbirlikçi radikal İslami örgütlerin yardımıyla bölgenin demografik yapısını değiştirmeye hız veren iktidarın, kendisine bağlı işbirlikçilerin işlediği insanlık suçlarına karşı sessiz kalışının ibretle izlendiğinin altını çizmiştir.” PSK’nin Meclis toplantısı açıklamasının tümü şu şekilde: “Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde toplanmış, gündemindeki konuları görüşmüş, aşağıdaki sonuçlara varmıştır. Ülkemiz Kürdistan’da ve içinde bulunduğumuz coğrafyada önemli ekonomik ve siyasal gelişmeler yaşanmaktadır. Salgın hastalığın yol açtığı yoksulluk, işsizlik, açlık gibi sorunların yanı sıra başta Kürdistan olmak üzere tüm dünyada ekonomik sorunlar artarak devam etmektedir. Bir bütün olarak insanlığın siyasal ve toplumsal yaşantısını derinden etkileyen covid-19 süreci, her geçen gün alışkanlıkların değişmesine yol açıyor, siyasal çalkantıları ve insan sağlığına olumsuz etkileri giderek daha görünür hale getiriyor. Resmi ve gayri resmi verilere dayanan rakamlar; salgının, tüm dünyada milyonlarca esnafın, küçük ve orta boy işletmenin iflas ettiğini, işsizliğin arttığını, bunun yanı sıra büyük şirketlerin daha da büyüdüğünü ve küresel sermayenin giderek küçülen bir gurubun elinde toplandığını gösteriyor. Kuşkusuz bu durumdan en çok yoksullar, dar gelirliler ve emekçiler etkileniyor. Salgın hastalığın büyüttüğü işsizlik, açlık ve yoksulluğun yol açtığı kitlesel göçler, her zamankinden daha belirgin biçimde insanlığı tehdit ediyor. Açık ki salgının ekonomik yaşamdaki yıkıcı etkileri giderek artıyor. Her geçen gün işsizlerin arasına yenileri katılıyor, daha fazla insan açlık sınırında yaşamaya mahkûm oluyor. İktidarın siyasal tercihleri nedeniyle kaynaklar sermaye sahiplerine aktarılırken umudu tükenen emekçi halk yığınları yoksulluğa ve kötü kaderine terk ediliyor. Salgın hastalığın etki altına aldığı Yeni Dünya’da, insani değerler süratle öne çıkıyor. Hiç olmadığı kadar doğanın korunması, sosyal devlet anlayışı, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler insanlığın ortak gündemini meşgul ediyor. Dünya, adil paylaşımın ve dengeli kalkınmanın gündeme geldiği, sağlık hizmetlerinin ve sağlık altyapısının önem kazandığı bir döneme doğru eviriliyor. Bunun yanı sıra yerel yönetimlerin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin rolü giderek daha çok ön plana çıkıyor. Salgın hastalığın, Cumhur İttifakı’na anti demokratik programını hayata geçirmek için fırsatlar sunduğunu belirten Parti Meclisimiz, salgının ekonomik kriz ile yüz yüze olan Türkiye’de ve özellikle de Kuzey Kürdistan’da yıkıcı sonuçlara yol açtığının altını çizmiştir. İçeride hukuk tanımayan iktidar bloğunun halkın dikkatini başka yönlere çekmek için aynı zamanda yurtdışında saldırgan ve işgalci politikaya sarıldığını ifade eden Parti Meclisimiz, Afrin’de işbirlikçi radikal İslami örgütlerin yardımıyla bölgenin demografik yapısını değiştirmeye hız veren iktidarın, kendisine bağlı işbirlikçilerin işlediği insanlık suçlarına karşı sessiz kalışının ibretle izlendiğinin altını çizmiştir. İktidarı oluşturan Cumhur İttifakı’nın halk desteğini önemli ölçüde yitirdiğini ve Türkiye’de bir iktidar değişikliğinin kaçınılmaz hale geldiğini belirten Parti Meclisimiz, yüzü demokrasiye dönük olan ve demokratik değerlere inanan örgütlü kesimlerin birlikte ve ortak hareket etmesinin önemini vurgulamıştır. Parti Meclisimiz, bu amaçla hem Kürt ulusal demokratik muhalefetiyle hem de Türk demokrasi güçleriyle etkileşim ve iletişim içinde olmanın yararına ve önemine değinmiştir. İktidarın Kuzey Kürdistan’da ulusal demokratik güçlere ve siyasal mücadeleye yönelik saldırısı, artarak devam ediyor. İktidar, salgını önlemek amacıyla alınan tedbirleri gerekçe göstererek siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşların faaliyetlerini engellemeye çalışıyor. Haklarını talep edenler ve bu amaçla eylem yapanlar güvenlik güçlerinin saldırılarına maruz kalıyor. Kuzey Kürdistan’daki askeri operasyonlarla şiddet politikalarını her gün yeni bir ad altında ve acımasızca devreye sokuyor. Öte yandan PKK üsleri bahanesiyle Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarını sürdüren iktidar, burada kalıcı üsler oluşturuyor, Irak ve Güney Kürdistan hükümetlerinin egemenliğine saldırmaktan çekinmiyor. Ne yazık ki aynı iktidar, içeride ve dışarıda Kürtleri düşman görmekten, şovenizmi köpürtmekten de geri kalmıyor. Kürdistan ulusal hareketi yönünden risklerin ve fırsatların iç içe olduğuna inanan Parti Meclisimiz, uluslararası gelişmelerin önümüze çıkardığı fırsatlardan yararlanmanın ve ulusal demokratik haklarımızı elde etmenin, yurtsever güçlerin ulusal demokratik temelde ittifak yapmasına, çağdaş yol ve yöntemlerle mücadele etmesine bağlı olduğuna inancını yenilemiştir. Kendi arasında ittifak yapmış Kürt ulusal demokratik muhalefetinin, Türkiye demokrasi ve değişim güçleriyle işbirliğini gerçekleştirmesinin önemine değinen Parti Meclisimiz, hükümetin anti demokratik saldırılarını boşa çıkartmanın ve gerçek bir demokrasiyi kurmanın, Kürt sorununun barışçıl çözümü için diyalog yolunun açılmasına bağlı olduğunu hatırlatmakta yarar görmüştür. Kürtçenin hayatın her alanında kullanılması ve resmi dil olmasının önemine değinen partimiz, Platforma Zimanê Kurdî (Kürt Dil Platformu) ve Tora Ziman û Çanda Kurdî (Kürt Dili ve Kültürü Topluluğu)'nun başlattığı imza kampanyasını desteklediğini bir kez daha belirtmiş, kampanyaya katılmaları için yurt dışındakiler de dâhil Kürt ve Türk halkına çağrıda bulunmuştur. Bugüne kadar yapılan örgütsel faaliyetleri değerlendiren Parti Meclisimiz, önümüzdeki dönemde örgüt ağının yaygınlaştırılması ve örgütlülük düzeyinin daha da görünür hale getirilmesinin yanı sıra kadın ve gençlik alanlarında yapılması gerekenleri tespit etmiştir. Son olarak işbirliği, dayanışma ve sivil toplum çalışmasının öne çıktığını göz önünde tutmak gerektiğini belirten Parti Meclisimiz, bir kez daha Kürt ulusal demokratik güçlerini, demokrasi ve değişim talebi olan kesimleri haksızlığa ve zulme karşı ortak tavır almaya çağırmıştır.” 18 Nisan 2021 Kürdistan Sosyalist Partisi

 Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde yaptığı toplantının sonuç bildirisini kamuoyu ile paylaştı.

PSK Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirdikleri toplantının sonuç bildirisinde şu noktalara dikkat çekildi: “Parti Meclisimiz, hem Kürt ulusal demokratik muhalefetiyle hem de Türk demokrasi güçleriyle etkileşim ve iletişim içinde olmanın yararına ve önemine değinmiştir.”

Yapılan açıklamanın devamında şunlar belirtildi: “Parti Meclisimiz, Afrin’de işbirlikçi radikal İslami örgütlerin yardımıyla bölgenin demografik yapısını değiştirmeye hız veren iktidarın, kendisine bağlı işbirlikçilerin işlediği insanlık suçlarına karşı sessiz kalışının ibretle izlendiğinin altını çizmiştir.”

PSK’nin Meclis toplantısı açıklamasının tümü şu şekilde:

“Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi, 18 Nisan 2021 tarihinde toplanmış, gündemindeki konuları görüşmüş, aşağıdaki sonuçlara varmıştır.

Ülkemiz Kürdistan’da ve içinde bulunduğumuz coğrafyada önemli ekonomik ve siyasal gelişmeler yaşanmaktadır. Salgın hastalığın yol açtığı yoksulluk, işsizlik, açlık gibi sorunların yanı sıra başta Kürdistan olmak üzere tüm dünyada ekonomik sorunlar artarak devam etmektedir. Bir bütün olarak insanlığın siyasal ve toplumsal yaşantısını derinden etkileyen covid-19 süreci, her geçen gün alışkanlıkların değişmesine yol açıyor, siyasal çalkantıları ve insan sağlığına olumsuz etkileri giderek daha görünür hale getiriyor.

Resmi ve gayri resmi verilere dayanan rakamlar; salgının, tüm dünyada milyonlarca esnafın, küçük ve orta boy işletmenin iflas ettiğini, işsizliğin arttığını, bunun yanı sıra büyük şirketlerin daha da büyüdüğünü ve küresel sermayenin giderek küçülen bir gurubun elinde toplandığını gösteriyor. Kuşkusuz bu durumdan en çok yoksullar, dar gelirliler ve emekçiler etkileniyor. Salgın hastalığın büyüttüğü işsizlik, açlık ve yoksulluğun yol açtığı kitlesel göçler, her zamankinden daha belirgin biçimde insanlığı tehdit ediyor.

Açık ki salgının ekonomik yaşamdaki yıkıcı etkileri giderek artıyor. Her geçen gün işsizlerin arasına yenileri katılıyor, daha fazla insan açlık sınırında yaşamaya mahkûm oluyor. İktidarın siyasal tercihleri nedeniyle kaynaklar sermaye sahiplerine aktarılırken umudu tükenen emekçi halk yığınları yoksulluğa ve kötü kaderine terk ediliyor.

Salgın hastalığın etki altına aldığı Yeni Dünya’da, insani değerler süratle öne çıkıyor. Hiç olmadığı kadar doğanın korunması, sosyal devlet anlayışı, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler insanlığın ortak gündemini meşgul ediyor. Dünya, adil paylaşımın ve dengeli kalkınmanın gündeme geldiği, sağlık hizmetlerinin ve sağlık altyapısının önem kazandığı bir döneme doğru eviriliyor. Bunun yanı sıra yerel yönetimlerin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin rolü giderek daha çok ön plana çıkıyor.

Salgın hastalığın, Cumhur İttifakı’na anti demokratik programını hayata geçirmek için fırsatlar sunduğunu belirten Parti Meclisimiz, salgının ekonomik kriz ile yüz yüze olan Türkiye’de ve özellikle de Kuzey Kürdistan’da yıkıcı sonuçlara yol açtığının altını çizmiştir.

İçeride hukuk tanımayan iktidar bloğunun halkın dikkatini başka yönlere çekmek için aynı zamanda yurtdışında saldırgan ve işgalci politikaya sarıldığını ifade eden Parti Meclisimiz, Afrin’de işbirlikçi radikal İslami örgütlerin yardımıyla bölgenin demografik yapısını değiştirmeye hız veren iktidarın, kendisine bağlı işbirlikçilerin işlediği insanlık suçlarına karşı sessiz kalışının ibretle izlendiğinin altını çizmiştir.

İktidarı oluşturan Cumhur İttifakı’nın halk desteğini önemli ölçüde yitirdiğini ve Türkiye’de bir iktidar değişikliğinin kaçınılmaz hale geldiğini belirten Parti Meclisimiz, yüzü demokrasiye dönük olan ve demokratik değerlere inanan örgütlü kesimlerin birlikte ve ortak hareket etmesinin önemini vurgulamıştır. Parti Meclisimiz, bu amaçla hem Kürt ulusal demokratik muhalefetiyle hem de Türk demokrasi güçleriyle etkileşim ve iletişim içinde olmanın yararına ve önemine değinmiştir.

İktidarın Kuzey Kürdistan’da ulusal demokratik güçlere ve siyasal mücadeleye yönelik saldırısı, artarak devam ediyor. İktidar, salgını önlemek amacıyla alınan tedbirleri gerekçe göstererek siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşların faaliyetlerini engellemeye çalışıyor. Haklarını talep edenler ve bu amaçla eylem yapanlar güvenlik güçlerinin saldırılarına maruz kalıyor. Kuzey Kürdistan’daki askeri operasyonlarla şiddet politikalarını her gün yeni bir ad altında ve acımasızca devreye sokuyor. Öte yandan PKK üsleri bahanesiyle Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarını sürdüren iktidar, burada kalıcı üsler oluşturuyor, Irak ve Güney Kürdistan hükümetlerinin egemenliğine saldırmaktan çekinmiyor. Ne yazık ki aynı iktidar, içeride ve dışarıda Kürtleri düşman görmekten, şovenizmi köpürtmekten de geri kalmıyor.

Kürdistan ulusal hareketi yönünden risklerin ve fırsatların iç içe olduğuna inanan Parti Meclisimiz, uluslararası gelişmelerin önümüze çıkardığı fırsatlardan yararlanmanın ve ulusal demokratik haklarımızı elde etmenin, yurtsever güçlerin ulusal demokratik temelde ittifak yapmasına, çağdaş yol ve yöntemlerle mücadele etmesine bağlı olduğuna inancını yenilemiştir.

Kendi arasında ittifak yapmış Kürt ulusal demokratik muhalefetinin, Türkiye demokrasi ve değişim güçleriyle işbirliğini gerçekleştirmesinin önemine değinen Parti Meclisimiz, hükümetin anti demokratik saldırılarını boşa çıkartmanın ve gerçek bir demokrasiyi kurmanın, Kürt sorununun barışçıl çözümü için diyalog yolunun açılmasına bağlı olduğunu hatırlatmakta yarar görmüştür.

Kürtçenin hayatın her alanında kullanılması ve resmi dil olmasının önemine değinen partimiz, Platforma Zimanê Kurdî (Kürt Dil Platformu) ve Tora Ziman û Çanda Kurdî (Kürt Dili ve Kültürü Topluluğu)’nun başlattığı imza kampanyasını desteklediğini bir kez daha belirtmiş, kampanyaya katılmaları için yurt dışındakiler de dâhil Kürt ve Türk halkına çağrıda bulunmuştur.

Bugüne kadar yapılan örgütsel faaliyetleri değerlendiren Parti Meclisimiz, önümüzdeki dönemde örgüt ağının yaygınlaştırılması ve örgütlülük düzeyinin daha da görünür hale getirilmesinin yanı sıra kadın ve gençlik alanlarında yapılması gerekenleri tespit etmiştir.

Son olarak işbirliği, dayanışma ve sivil toplum çalışmasının öne çıktığını göz önünde tutmak gerektiğini belirten Parti Meclisimiz, bir kez daha Kürt ulusal demokratik güçlerini, demokrasi ve değişim talebi olan kesimleri haksızlığa ve zulme karşı ortak tavır almaya çağırmıştır.”

18 Nisan 2021

Kürdistan Sosyalist Partisi

Diğer Haberler