ENKS, Efrin kentinin Türkiye destekli gruplar ve TSK’nın eline geçmesinin yıldönümünde yayımladığı açıklamada, Türkiye’ye silahlı grupları çıkarmaya ve kentin idaresinin bölgenin gerçek sahiplerine teslim edilmesi çağrısı yaptı.
Bugün Efrin kentinin TSK ve Türkiye destekli Suriyeli silahlı gruplara tarafından işgal edilmesinin 3’üncü yıldönümü.
Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi(ENKS) Efrin’in TSK ce Suriye muhalefetine bağlı silahlı guruplarca işgal edilişinin yıldönümünde yazılı bir açıklama yayımladı.
“18 Mart, Türk kuvvetlerinin ve onlara bağlı Suriye silahlı gruplarının Kürt bölgesi Efrin’in kontrolünün üçüncü yıldönümü” denilen açıklamada, Efrin’de Kürtlerin ait mülklerin yağmalandığı, cinayet, işkence, adam kaçırma, hırsızlık ve tehdit altında gasp, özel mülke el koyma, zeytin tarlalarını buldozerleme, kamu tesislerinin tahrip edilmesi, yağma gibi korkunç hak ihlallerine ve günlük suçlara maruz kaldığı belirtildi. Açıklamanın devamında bölgenin tarihini yansıtan arkeolojik ve tarihi eserlerin de kasıtlı olarak tahrip edilerek yok edildiği yine Efrin’den göç eden halkın yerine dışarıdan cihatcıların ailelerin yerleştirildiği belirtildi.
ENKS, bu tür girişimler bölgenin demografyasının kasıtlı bir şekilde değiştirildiği, hak ihlallerinin sürdüğü ve bütün bunların uluslararası insan hakları örgütlerince belgelendiği ancak Efrin halkına yönelik suçların devam ettiği kaydedildi.
Açıklamasında uluslararası kuruluşlara yapılan hak ihlallerinin önüne geçmesi çağrısı yapan ENKS, Türkiye’nin Efrin’e yönelik sorumluluklarını yerine getirmesi, silahlı grupların çıkarılması ve kentin idaresinin Efrin’in gerçek sahiplerine verilmesi çağrısı yapıldı.
ENKS ayrıca açıklamasında Suriye Muhalefeti Demokratik Koalisyonu’nun(SMKD) göçmenlerin yeniden evlerine dönmesi için ENKS ile imzaladığı anlaşmayı uygulanmasını istedi.
ABD ve Rusya’ya da çağrıda bulunan ENKS Cenevre sürecinin hızlandırılması, Birleşmiş Milletlerin 2254’üncü maddesinin uygulanması, Suriye’deki krize çözüm bulunması, demokratik, geniş katılımı bir federal sistemde Kürtlerin haklarının da anayasal garanti altına alınması talep edildi.