Bugün Güney Kürdistan tarihindeki önemli olaylarından biri olan 11 Mart 1970 Deklarasyonu’nun imzalanmasının üzerinden tam 51 yıl geçti.
Tarihi deklarasyon, Mele Mistefa Barzani’nin Eylül Devrimi’nde yaptığı liderlik ve mücadelesi sonucu Irak hükümeti ile PDK arasında imzalandı.
11 Mart 1970 Deklarasyonu, Kürdistan tarihinde 20. yüzyılda gerçekleşen en önemli olaylardan biridir. Deklarasyon, Kürt siyasi liderliği ile Irak hükümeti arasında 2 yıl süren görüşmeler sonucu imzalandı. 15 maddeden oluşan deklarasyonun içeriği Irak devrik lideri Saddam Hüseyin, Başkan Mele Mistefa Barzani, İdris Barzani ve her iki tarafın görüşmeci heyetinin katılımlarıyla Bağdat’ta açıklandı.
1970 Deklarasyonu, 11 Mart 1970’de, PDK adına Mistefa Barzani, BAAS adına Saddam Hüseyin El-Tikrıti imzası ile aynı anda, hem Kürdistan’ın Sesi radyosundan, hem de Bağdat radyosundan yayınlanmıştır.
Bu antlaşma, Kürdistan’a bir özerk yönetim getirecek, bunun için öngörülen düzenlemeler, 4 yıl içinde gerçekleştirilerek, 11. Mart 1974’e kadar tüm antlaşma hükümleri yerine getirilmiş olacaktı.
11 Mart 1974’te, Irak hükümeti anlaşmaya uymayarak bu antlaşmanın bazı bölümlerini değiştirmiş ve bazı bölümlerini tümden kabul etmeyerek, kısıtlı bir özerklik yasası çıkarılmış, buna itiraz eden Kürtler yeniden silahlı mücadele başlamıştı.
11 Mart 1970 Deklarasyonu, Kürdistan açısından bir kazanım olarak tarihe geçmiştir.
11 Mart 1970 Deklarasyonu:
“l. BÖLÜM.
Giriş :
İslamiyet’in doğuşundan günümüze kadar, Arap ve Kürt Halkları arasındaki karşılıklı ilişkiler günden güne güçlenerek, bu iki Ulusun kardeş bağlarla birbirlerine bağlanmalarım sağlamıştır. Ve bizler, Arap’larla Kürt’lerin, samimi olarak karşılıklı fedakarlıklarla bir-arada yaşamalarının devamını da, ancak bundan böyle, bu tarihi gerçeklerin temeli üzerinde, bir arada yaşamalarına olanak verecek koşulların yeniden düzenlenmesinde görmekteyiz.
Halklar arasındaki en üstün bağlar; yalnız bu halkların serbest iradelerinin sonucu olarak bir kardeşçe birliğin çerçevesi içinde mey-dana gelirler. Sadece böyle bir birliğin gelişme, yaşama ve pekişme şansı olabilir. Şiddete dayanan bir eritme (asimilasyon), ya da yok etme (jenosit) zorlaması, yeni yeni anlaşmazlıkların, sorunların, halklar arası güvensizliğin doğmasından başka, hiçbir şeye yaramaz. Ancak halkların serbest iradeleriyle kurulmuş bir birlik, bu birliği meydana getiren halklar; tastamam, samimi bir biçimde, karşılıklı olarak birbirlerinin demokratik – ulusal haklarının bu birliğin genel kadrosu içerisinde serbestçe kullanılmasını engellemedikleri zaman kardeşçe bir temele oturabilir, insanlık tarihi, Ulusların serbest iradeleri ile kurdukları birliklerin (birleşmelerin), kuvvet yoluyla gerçekleştirilen katılmalardan ya da kendi içinde kaba – kuvvet yoluyla eritme ve yok etme politikasından çok daha kuvvetli ve çok daha sağlam temellere oturmuş bulunduğunu ortaya koymaktadır. Birincisi yaşar ve gelişir. Oysa diğerleri, yani kaba – kuvvet yoluyla ve halkların serbest iradelerinin tersine yapılan katmalar ve eritme uygulamaları, tükenmek ve günün birinde yok olmaktan öte, herhangi bir sansa sahip değildir.
Yine, tarih, bir devlet meydana getiren halkların serbest iradeleriyle birleşmeleri halinde, birliklerinin her zaman kuvvetli bir biçimde yaşadığım ve bu tip birliklerin güvencesinin de, bizzat o halkların kendi gücü olduğunu göstermektedir. Böyle bir birlik gelişebilir, çiçeklenebilir, yani olumlu yönde, komplikasyonsuz (ihtilatsız) olarak sürebilir.
Tersine, eğer çok uluslu bir devletin birliği, katılmalar ya da eritme temeli üzerinde kurulmuşsa, bu birlik her zaman zayıf kalmağa, pamuk ipliğine bağlanmaya ve günün birinde çökmeğe mahkumdur.
Modern devlet gerçeği, içeride federal bir temele dayanan ulusal otoritenin, içte yaşayan kardeş halklardan her birinin kendi politik, ekonomik, kültürel ve öz işlerine bizzat kendilerinin sahip olmalarım, bu birliğin devamında en sağlam ve en ölümsüz güvenceyi meydana getirdiğin! ortaya koymaktadır.
Bu tip bir ulusal birlik, birliğin temelim oluşturur ve çok sağlam bu temel üzerindeki formasyonu sağlar. Biz, birçokları arasından; İsviçre, Yugoslavya, Çekoslovakya, Hindistan ve Nijerya federasyonlarım, bu federasyonların birlikleri içerisindeki halkların, eşit haklar ve kardeşçe saygı ve ulusal çıkar ilkesine uygun bir biçimde ve bu halkların serbest arzularıyla kurulmuş bulunduklarını örnek olarak verebiliriz. Kuşkusuz bu tip, karşılıklı ulusal çıkar ilkesine uygun bir biçimde kurulmuş daha başka örnekler de sayabiliriz. Ancak, bizce asıl dikkate sunulması gereken nokta, serbest iradeleriyle birlikte yaşamaya karar vermiş uluslar, tek tip bir birlik biçimin!, en üstün ve ilerici birer demokratik hareket olarak kabul etmiş ve düşünmüşlerdir.
Böylece, birleşik bir devlette yaşayan kardeş uluslardan her birinin, kendi ulusal haklarım kullanmak üzere oluşturulacak yasama ve yürütme organlarında temsili, sadece bu devletin birliğini uyumlu (harmonize) etmekle kalmamakta, fazladan olarak bu birliği oluşturan ulusal parçalardan her birinin, birliğin geleceği konusunda olumlu olarak, daha da kararlılık kazanmasını sağlayacaktır.
Bu gerçeklerin Işığında diyebiliriz ki; Kürt balkının temel ve haklı isteklerinin gerçekleştirilmesi için, burada. Irak İktidarı’na önerdiğimiz planın kabul edilmesi. Irak Halkları birliğini, bu halkların karşılıklı samimiyeti ve mutluluğu üzerine kurulacak ve aynı zamanda Irak birliğinin ana esprisini meydana getiren, Arap ve Kürt kardeşliğinin de kesin bir doğrulamasını anlatır.
Biz, bu anda iktidarda bulunan Irak yetkililerinin ağızlarından düşürmedikleri sloganları, yani, halkların kendi kaderlerini kendilerinin serbestçe tayin hakkı (oto – determination), ve de Arap – Kürt kardeşliği gibi ideolojik prensiplerini uygulayacaklarım ve ancak bu hakkın tekrarı olan planımızı kabul edeceklerim umarız.
2.Bölüm.
I – Irak Cumhuriyeti, eşit haklara sahip iki başlıca ulustan, yani, Arap’larla, Kürt’lerden oluşan bir birleşik devlet olmalıdır.
II – Irak Anayasası; Cumhuriyetin Yüksek Yasama Organına, Cumhurbaşkanlığı’na ve iktidarın kurulmasına ilişkin kayıtlama ve ayrıntıları açıkça kapsamak zorundadır.
Aynı zamanda Anayasa, Kürdistan’daki Kürt Halkı’nın ulusal haklarım kullanabilmelerine olanak verecek olan yasama, yürütme ve yargı organizasyonlarının kuruluş biçimin! gösteren maddeleri de kapsamalıdır.
III – Aşağıdaki maddeler Merkezi iktidarın yetkisi içindedir :
1 – Devlet başkanlığı,
2 – Dış – ilişkileri kapsayan;
1.a) Diplomatik, konsolosluk ve ticari temsilcilikler,
1.b) Uluslararası antlaşmalar ve anlaşmalar,
- c) Birleşmiş Milletler
3 – Savaş ilanı ve barış kararı,
4 – Para ve emisyon (piyasaya para çıkarma),
5 – Petrol işleri,
6 – Gümrükler,
7 – Limanlar ve uluslararası hava alanları,
8 – P.T.T. hizmetleri,
9 – Demiryolları ve başlıca karayolları,
10 – Vatandaşlık işlemleri,
11 – Ulusal bütçenin düzenlenmesi,
12 – Radyo ve televizyon istasyonlarının yayım,
13 – Atomik enerji.
IV – l – Kürt Halkı, kendi ulusal haklarını, Kürdistan’da oturanların serbest, gizli oy ve tek dereceli seçim yoluyla seçecekleri parlamentonun atadığı bir yürütme konseyi aracılığı ile kullanır.
2 – Ulusal iktidar, (yerel Kürt iktidarı) II. Md’ye uygun olarak, aşağıda gösterilen işlerden sorumludur:
1.a) Yargı, b) içişleri, c) Eğitim ve öğretim, d) Halk sağlığı, e) Tarım, f) Tütün, g) Belediye işleri, h) Çalışma, i) Sosyal işler, j) Gelişme planlaması ve hayvancılık, k) Özel merkezi iktidarın görevleri arasında sayılmamış diğer bütün işler.
3 – Yasama Organı, yukarıdaki belirtilen işleri, çıkardığı kanunlara uygun olarak yürütecektir. Yasama Organı, (Parlamento) aynı zamanda yürütme konseyinin (yerel iktidar) başkanım da seçecek ve gerek yürütme konseyi baş-kanına, gerekse yürütme konseyi üyelerine, güvensizlik açıklamak hakkı saklı tutulacaktır.
4 – Yürütme konseyi, iktidarım, yukarıdaki 2. maddeye göre kurulmuş bulunan ulusal organizasyonlar aracılığı ile, yasama organı ya da Kürdistan ile ilgili olarak merkezi iktidarın yayınladığı kanun ve kararnamelere uygun olarak yürütecektir. Yürütme konseyi, aynı zamanda, Kürdistan’ın memurlarım, yönetim organizasyonlarım ve öbür hizmetlerim saptama ve düzenleme hakkına sahip olacaktır.
V – Kürdistan’ın Ulusal organizasyonlarının finansmanı şu yerlerden sağlanacaktır :
1 – Kürdistan’da toplanan vergi, narh ve yöresel kaynaklardan,
2 – Irak genel nüfusunun sayışma oranla, Kürdistan’ın nüfus sayışı oranında, Kürdistan’ın payı şu yerlerden;
1.a) Petrol gelirlerinden,
1.b) Gümrüklerden,
1.c) Hava alanlarından,
1.d) Limanlardan,
1.e) Kambiyo ve ulusal bankalardan,
1.f) Demiryollarından,
1.g) P.T .T. hizmetlerinden,
aşağıdaki yerler için yapılmış harcamalar çıkarıldıktan sonra;
1.a) Başkanlık,
1.b) Savunma,
1.c) Dışişleri,
1.d) Uzmanlıklar,
1.e) Petrol bakanlığının, PTT ve Liman hizmetlerinin giderleri, İrak’ın genel nüfus sayışma oranla ve demiryollarıyla karayollarının Kürdistan bölgesindeki uzunluklarının, İrak’ın tamamına olan oranı ölçüsünde,
3 – Merkezi iktidarın aldığı dış yardımlarla borçlanmalardan, Kürdistan’ın payı yine aynı biçimde nüfus oranında,
4 – İç borçlanmalar, askeri olmayan borçlanmalar ya da yalnızca Kürdistan’a ayrılan yardımlar,
5 – Tütün, hayvancılık ve ormanlara ait ithalattan,
6 – Irak’ta oluşturulacak kuruluşlar, projeler ve kamu hizmetleriyle ilgili yönetim kurumları giderleri. Kürdistan ve Güney Irak arasında, nüfus oranları ölçüsünde dağıtılır ve yine ayrılacak yatırımlar da bu temel üzerinden saptanır.
VI – Irak Kürdistan’ı; Süleymaniye, Kerkük, Erbil illeriyle, bu illerin sınırları içersinde bulunan ve yine nahiye ve köylerin bütününden; Musul ve Diyala illerinin ise, Kürt balkının yine çoğunlukta bulunduğu kaza, nahiye ve köylerden meydana gelir, ilgili yerlerde yapılacak plebisit ile, buralardaki halkın nüfus çoğunluğunun arzusuna uygun tarata bağlanır.
VII – Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Kürt olacak ve Cumhurbaşkanı’nın seçildiği yöntemle, Kürt Halkı tarafından seçilecektir.
VIII – Anayasa, Kürdistan bölgesinde, kültürel, sosyal, ekonomik yönetime ait tüm ulusal hakları ve bunlara ilişkin “yerel otonomiyi” güvence altına almak zorundadır. Aynı biçimde; Türkmen, Asuri ve Ermeni gibi toplumların etnik – dini azınlık baklan ile Arap ve Kürt’lere bütünüyle eşit düzeydeki vatandaşlık hak ve görevlerine de, anayasal olarak güvence verilmelidir. Azınlıkların kendi nüfusları oranında, gerek yasama ve gerekse yürütme organlarında temsil edilmesi de Anayasa’da yer alması gereken haklar arasında olmalıdır.
BÖLÜM.
Genel Kayıtlar :
1 – Kürt Halkı, genel Irak nüfusuna oranla, bir milletvekili kontenjanı ile Merkezi Parlamentoda temsil edilecektir.
2 – Aynı nüfus oranına uygun bir sayı ile, Kürt Halkı’nı temsil eden bakanlar, Merkezi îktidarda yerlerini alacaklardır.
3 – Merkezi îktidar bakanlıklarının her birindeki memurların sayıları da aynı orana göre olacaktır.
1.a) Bağdat Üniversitesi’ne ve bütün yüksek enstitülere, Kürt nüfus sayısmın Irak genel nüfusuna oranlamasıyla Kürt öğrenci alınacaktır.
1.b) iktidar her yıl, kendi ya da yabancı kaynakların ayırdığı burslarla, yalnız bu iş için verilen dış yardımlardan, nüfus sayışı oranında Kürdistan’dan dışarıya öğrenci gönderecektir.
4 – Genelkurmay Başkanı’nın yardımcısı Kürt olacaktır.
5 – Irak Ordusu şimdiki adım koruyacaktır. Bu ismin değişmesi ha-linde, Kürt’lerden kurulmuş askeri birlik; Kürdistan Silahlı Kuvveti adım alacaktır.
6 – Kürdistan’ın genç erkekleri, Kürt’lerden kurulu askeri birlikte askerliklerim yapacaklardır, “ulusal nedenler” dolayısıyla görevlerinden uzaklaştırılmış bulunan tüm subay ve astsubaylar görevlerinin basma yeniden döneceklerdir.
7 – Askeri okullara, polis Kolejleri’ne, harp Akademileri’ne, pilot Kursları’na ve diğer tüm askeri kuruluşlara; Kürdistan nüfusunun genel Irak nüfusuna oranında öğrenci alınacaktır.
8 – Merkezi îktidar. Irak iktidarına karşı herhangi bir dış saldırı, ya da gerçek bir dış tehlike söz konuşu olduğu zaman, Kürdistan’a tamamlayıcı askeri kuvvet gönderebilir. Diğer durumlarda Kürdistan Yasama Meclisi ve Yürütme Konseyi ile anlaşmaya varmak zorundadır.
9 – Kürdistan içinde, Merkezi Ordu’nun karışmasını gerektirebilecek herhangi bir olağanüstü durum olursa; Merkezi Ordu’nun gönderilmesinden önce ya Kürdistan Yasama Meclisi’nin onayı alınmalı ya da Kürdistan Yürütme Konseyi böyle bir öneride bulunmalıdır.
10 – Gerekçesi ne olursa olsun, Merkezi Yasama Organı, Kürt Ulusal ve Demokratik haklarının serbestçe kullanılmasını kısıtlayan, sınırlayan ya da ortadan kaldıran herhangi bir kanun ya da kararname çıkaramaz.
11 – Kürdistan’da sıkıyönetimi, savaşı ya da gerçek ve ciddi bir dış tehlikenin varlığım ilan edebilmek için, Kürdistan Yasama Meclisi’nin onayı şarttır.
12 – Kürdistan’da geçici bir Yürütme Konseyi kurulmalı ve Merkezi îktidarda bulunan Kürt bakanlarından en az biri de bu konseyde görev almalıdır. Yasama Meclis seçimleri, bu geçici Yürütme Konseyi’nin kurulmasından başlayarak, geçecek en geç 4 ay içersinde yapılmak zorundadır. Yasama Meclisi’nin toplanmasıyla, Geçici Yürütme Konseyi’nin görevi sona erer.
13 – Merkezi iktidarın baskı kuvvetleri tarafından, iç savaş süresi içerisinde, Kürdistan’da meydana getirilmiş zarar ve ziyan, tam adalet ölçüleri içersinde ve en seri araçlarla giderilmeli, 4 ay’ı aşmayan bir zaman içersinde gerçekleşmelidir.
14 – Irak ulusal uyruğunun Arap ulusal uyruğuna dönüşmesi halin-de, doğum kayıtları, nüfus hüviyet cüzdanları, pasaport gibi dokümanlar, eğer bunları taşıyan vatandaş, Kürdistan’da oturuyorsa, “KÜRDÎSTANLI” ya da oturmadığı halde Kürt orijinli ise, “KÜRT” özel kaydını taşımak zorundadır.
15 – Eğer Irak Bayrağı ya da Irak Devletinin amblemi değişecek olursa, bunların herbirinde Kürtleri temsil edecek birer sembol bulunmalıdır.”
Baas Partisi adına Saddam Hüseyin EL-TEKRÎTÎ
Kürdistan Demokrat Partisi adına Mustafa BARZANÎ