Şii Cephenin Irak’taki kollarından biri olan Nuri Maliki’nin Dava Partisi ile Kürtlerin cahş dediği Irak işbirlikçisi olan bir gurup Kürt arasında Mesrur Barzani’nin yargılanmasını sağlamak için ortak bir plan yapıldığı ortaya çıktı.
Darka Mazi’nin yerel kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre Dava Partisi vekilleri ile Irak Parlamentosundaki bazı işbirlikçi Kürtlerin öncülüğünde kurulan Hevi adlı gurubun bazı üyeleri ortak bir plan çerçevesinde beraber hareket ediyorlar. Planın esası Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani’nin Irak Parlamentosuna gelip hesap vermesini sağlamaya dayanıyor. Buna göre Dava partisi vekilleri imza topluyor. Yeterli imzaya ulaşılınca da Mesrur Barzani’nin Irak parlamentosu tarafından çağrılarak burada da hakkında yargılama kararı çıkarılması bekleniyor.
Bu plan için daha 2020 yılının Kasım ayında düğmeye basılmış. Dava Partisi parlamenteri Ebdulhadi Se’dawî adlı kişi 21 Kasım 2020 tarihinde bir metin hazırlayarak imzaya açıyor. Metinde kısaca Mesrur Barzani’nin Irak parlamentosu tarafından özel bir oturuma çağırılması isteniyor. Bu özel oturumda aslında Kürdistan Hükümetine bir çeşit darbe yapılarak hakkında soruşturma ve tutuklanma önerisi yapılacağı düşünülüyor.
Ebdulhadi Se’dawi kimdir?
Gerçek adı Ebdulahdi Muhan Ebdullah İsmail el Se’dawi olan Dava partisi parlamenteri Şiilerin yaşadığı Ziqar doğumlu. 2004 yılından Basra Eyalet meclisine seçilmiş bir isim. El Sedawi aşireti üyesi ve abisi de bu aşiretin lideri. Nuri Maliki siyasetinin en baştan beri destecisi olarak biliniyor. Ayrıca yine Nuri Maliki ekibinden olan Tarık Necim Ebdullah, Fehud Şelan İsmail kimi isimlerle yakın ilişki içinde olan biri.
Ebdulhadi Se’dawi çok bilinen ve görülen bir isim değil. Daha çok gözden uzakta çalışmayı tercih ediyor. Evinde kurduğu bir özel ofiste işlerini yürütüyor. Sürekli üst düzey güvenlik tedbirleri ile hareket ediyor.
Se’dawi çok az açıklama yapmakla beraber yaptığı açıklamaların nerdeyse tümü Kürdistan Bölgesine karşı yapıyor. Se’dawi çevresinde aşırı Şii milliyetçisi olarak biliniyor. Se’dawinin İran ve Maliki’nin izni olmadan böyle bir işe kalkışmayacağına herkes net gözü ile bakıyor. Yani Mesrur Barzani’ye karşı planlanan darbe İran menşeli.
İşbirlikçiliği “Hevi-umut” adı ile örtmek
Yalnız İran’ın her zaman olduğu kullandığı ajan ve işbirlikçi bir kesim de var. Bu işbirlikçi kesimleri her zaman içten bir Truva atı olarak kullanmayı başardı. Şu anda Kürtler içinde de büyük bir Truva atı var İran’ın. YNK ve PKK’nin İran’ın Ortadoğu da ki en büyük kartlarından biri olduğu zaten biliniyor. Ayrıca birde kişisel düzeyde işbirlikçilik yapanlar var. İran özellikle Süleymaniye çevresinde yüklü sayıda böyle bir işbirlikçi Kürde sahip.
Özellikle son dönemde Irak parlamentosunda Irak’ın Kürdistan Bölgesi maaşlarının ödemesine engel olan Serkewt Shams gibi isimlerin İran ajandasına göre hareket ettiği biliniyor. Bu isimler öncülüğünde Irak parlamentosunda Hevi adlı bir Kürt gurubu kuruldu. Bu gurubun adı Hevi (umut) olsa bile Kürtler için umutsuzluk yayıyorlar. Irak’ın Kürdistan’da ki memur maaşlarının ödenmesine engel olanlar, Peşmerge Irak’a bağlansın diyenler, Süleymaniye ayrı bir eyalet olsun diyenler ve Irak ordusu Kürdistan’a gelsin diyenlerin nerdeyse hepsi bu gurup içinde yer alıyor. İşte Mesrur Barzani hakkında imza toplayan Ebdulhadi Se’dawi’nin ortağı da yine bu işbirlikçi Kürt gurubu.
Sözünü ettiğimiz bu gurup Irak parlamentosunda nerdeyse Maliki’nin gurubu ile ortak hareket ediyor. Maliki Irak’ın geleceğinde kendine yer arayan bir isim. Ayrıca iran’dan da güçlü bir desteği var.
Maliki Sünnilere yaptığını Kürtlere’ de yapmak istiyor
Maliki Irak’taki sosyal yapı ya yakından tanıyan bir isim. 2003 sonrası Irak’ta kurulan BAAS Üyelerinin tespiti ve temizlenmesi adlı komisyonda yer almış biri. Ve bu komisyon sadece BAAS üyelerini değil nerdeyse tüm Sünni siyasetçileri temizledi. Sünni siyasetçilerin gelecek vaad edenleri faili meçhule kurban edildi, bazı işbirlikçi Sünnilere parti kurduruldu ve para verilerek çevrelerinde insan birikmesine yol açıldı. Yani Sünnilerin gerçek öncüleri yok edildi, yerlerine halkı kör şiddete sürükleyen, Sünni toplumunu parçalayan partiler kuruldu.
Maliki eli ile yürütülen İran’ın Irak’ı ele geçirme siyaseti başarılı oldu. Öyle bir duruma geldi ki son seçim döneminde Sünni partilerin sandalye sayısı 90’lara düştü. Sünni partilerin bir kesimi Sünni Cephesinde yer almak yerine Şii cephesinde yer aldılar. Şu anda Irak parlamentosunda ki Sünni partilerin bir kısmı Şii Islah ve İmar cephesi ile hareket ederken bir diğer bölümü ise Bina gurubu ile hareket ediyor.
Maliki Sünni cepheyi dağıtmasındaki başarısının bir karşılığı olarak 2010 yılında ki Irak’taki başbakanlık seçiminde İran tarafından desteklendi. Başbakan olduktan sonda da bu kez namlunun ucunu Kürtlere çevirdi. Şu anda Irak ve Kürdistan arasında sorunlu olan 140. Maddenin uygulanması, bütçe vb sorunların tümü Maliki döneminde başlamış bir sorunlar. Maliki’nin Kürdistan’ın maddi bütçesini 2011 yılından bu yana sorun ettiğini ve 2014 yılında da tümden kestiği biliniyor. Daha sonra ilginç bir biçimde Maliki’nin Kürdistan Bütçesini kestikten sonra aynı miktarda İran’a para aktardığı da belgelerle ispatlanmıştı.
Maliki Kazimi’nin erken seçim kararı almasından sonra tekrar hızla yeni dönem için çalışmalarına başladı ve yeni dönemde başbakan olmak istediğini de açıkladı. Ve Maliki siyasete güçlü dönme arzusu ile beraber de Kürdistan Hükümetini ve Bölgesini tekrar hedef tahtasına oturttu.
Mesrur Barzani hakkındaki tutuklama kararı da Maliki’nin İran’dan aldığı direktifler doğrultusunda yapılıyor.