Bu gün dört parçadaki Kürtlerin, partilerin ve silahlı güçlerin kurtarmak için kahramanca dövüştüğü Kobani’nin kurtuluşunun yıl dönümü. IŞİD 13 Ekim 2014 tarihinde Kobani çevresindeki köylere saldırmaya başlamış, köylüleri katletmişti. En son Kobani’nin stratejik tepesi Müştenur’u aldıktan sonra Kobani şehir merkezine yönelmişti. Tüm IŞİD ve Türkiye tarafından sarılmış durumda olan Kobani’ye yardım gitmiyordu. Selahattin Demirtaş ve Salih Müslüm 27 Eylül günü Türkiye’den bir koridor açarak Kobani’ye Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Kamışlo gibi Rojava kentlerden takviye gitmesini teklif ettiler. Türkiye bunu kabul etmedi.
Daha önce HPG Genel Komutanı Murat Karayılan 23 Eylül günü “Çözüm süreci bitti” şeklinde açıklama yaptı. Fakat Abdullah Öcalan İmralı’dan yaptığı açıklama ile “Ekim ayına kadar sonuçları bekleyeceğiz” diyerek Murat Karayılan’ın sözlerini ret etti.
Tarih 28 Eylülü gösterirken Kobani şehir merkezi düşmek üzereydi, halk şehri terk etmişti. YPG güçlerinin elinde sadece Türkiye ile olan sınıra bir kilometre mesafede bir alan kalmıştı. Kobani’nin IŞİD tarafından tümden işgaline ramak kalmıştı.
Tüm Kürtler dünyanın her yerinde harekete geçti. Kürt halkının yüzlerce evladı sınır tellerini aşarak Kobani’ye girdi. Kuzey Kürdistan şehirleri başta olmak üzere 6,7 ve 8 Ekim tarihlerinde şehirlerde Kürtler her yerde ayağı kalktı. Kuzey Kürdistan için önemli bir dönemdi. Halk ayaklanmasına İmralı’dan müdahale edildi. Abdullah Öcalan’ın Adalet Bakanı Başmüşaviri aracılığı ile Sırrı Süreyya Önder’e bir not göndererek olayların bitirilmesini ister.
Daha sonra Abdullah Öcalan Kobani’yi ben ve Hakan Fidan burada yaptığımız plan ile kurtardık dese de işin özü bambaşkadır.
Kobani’ye yardım gitmesi için o dönem Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı olan Mesut Barzani’nin ciddi bir müdahalesi oldu. Barzani tüm diplomatik gücünü koalisyon aracılığı ile bir güç gönderme iznine odakladı. ABD’yi Kobani’ye güç göndermeye ikna etti. Bunun üzerine o dönem ABD Başkanı olan Barak Obama Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan ile konuşarak koridorun açılması talebini iletti. Bunun üzerine öncelikle 31 Ekim’de Mesut Barzani’nin talimatı ile 155 gönüllü peşmerge ağır silahlarla Kobani’ye geçti. Kobani’nin tümden IŞİD eline geçmesine birkaç yüz metre kalmışken her şey tersine döndü. Peşmerge, YPG savaşçıları ve Kürdistan’ın dört tarafından gelen yüzlerce vatansever Kürt IŞİD’i yendi.
Bunun üzerine Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani bir mesaj yayınlayarak “Bugün direnen Kobanê’nin kurtarıldığı haberini almış bulunmaktayız. Bu haber, her Kürdistanlı ve özgürlük savunucusunu mutlu etmiştir. Bu başarı tüm Kürdistan halkının başarısıdır. İnsanlığın terör vahşetine karşı başarısıdır” diyecekti.
Barzani ayrıca mesajında Kürtlerin birliğini de değinerek Musulda şehit düşen bir Rojavalı bir peşmergeyi de anarak şunları söyleyecekti: “Güney Kürdistanlı Peşmerge Zerevan’ın Kobanê’deki şehadeti, aynı şekilde Rojavalı peşmerge Neçirvan’ın Musul’un Keske bölgesinde şehadeti –ki ikisi de aynı gün şehit düştü- Kürdistan halkının birliğinin, kardeşliğinin göstergesiydi. Onlar, Kürdistan halkının aynı davanın izinde gittiğini gösterdi.”
26 Ocak 2015 işte Kürtlerin birlik ve beraberlik içinde Kobani’yi kurtarmasının adıdır. O savaşta sadece tespit edile bilen 1025 kişi şehit düştü.