Geç kalmış bir uzlaşma; PYD ENKS anlaşması

Geç kalmış bir uzlaşma; PYD ENKS anlaşması

2010 yılından bu yana Rojava’da devam eden siyasal süreç boyunca Kürt Partilerinin bir araya gelişi tartışılsa da adım atılmadı. Nihayet somut adımlar geldi.

Türk işgalinin başladığı 9 Ekim tarihinden sonra Rojava’ta ulusal birlik sözleri daha çok kullanılmaya başlandı. Özellikle HSD genel Komutanı Mazlum Abdi’nin bu konuda iyi niyet beyan eden açıklamaları oldu. Nihayet 19 Aralık günü PYD’ye bağlı Rojava Özerk Yönetimi bir açıklama yaparak ENKS önündeki tüm engellerin kaldırıldığını duyurdu.

PYD’ye bağlı Özerk Yönetimin iç işleri komitesi de 17 Aralık günü  açıklama yaparak şunları söyledi:

“Özerk Yönetim ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında aktif bir ortaklığın kurulabilmesi amacıyla, ENKS’nin bölgede siyasi çalışmalarını yürütmesi, büro kurması, basın ya da toplumsal çalışmalarını sürdürmesi önünde hiçbir yasal engelin bulunmadığını belirtmek isteriz. Bu adım ile yeniden güven ortamının oluşmasının önündeki tüm engellerin kalkmasını amaçlıyoruz. Ayrıca, ülke dışında bulunan ENKS üyesi ve yöneticilerine ilişkin tüm soruşturma dosyaları iptal edilmiştir. ENKS üye ve yöneticilerinin topraklarına, Rojava’ya dönmelerinin ve siyasi çalışmalarını özgür bir ortamda sürdürmelerinin önünde hiçbir engelin bulunmadığını duyuruyoruz.”

Bu gün 21 Aralık günü de ENKS adımları olumlu bulduklarını belirterek şunları söyledi “ENKS, Kürt ulusal birliğiyle ilgili açıklamaları ciddiye almaktadır. Bu süreçte bir anlaşma sağlanırsa bu, Suriye’de Kürt halkının yararına hizmet eder. Ayrıca bu anlaşma, Suriye krizinde Kürt sorununun uluslararası boyutta çözümüne de katkı sunar”. Ayrıca ulusla birliğin amacının “Kürtlerin çıkarlarını korumak olduğun da altını çizdi.

 2014 tarihli Duhok Anlaşması yapılsaydı ne olurdu

ENKS ve PYD anlaşmasının ilk olumlu sinyalini Mazlum Abdi vermişti. Kişisel Twitter hesabından “ “Rojava Kürdistanı’ndaki Kürtler arasında birlik kurma çalışmaları olumlu bir atmosferde devam ediyor. Önümüzdeki günlerde güven oluşturacak adımlar atılacak. Bu çerçevede Kürdistan Bölgesi Yönetiminin tavrı saygı yı hak ediyor ve teşekkür ediyoruz.” dedi.

 

Mazlum Abdi’nin Güney Kürdistan Yönetimine teşşekkür etemesi önemli bir noktaydı. Çünkü Bu konuda PKK ve KDP’nin itilaflı olduğu biliniyor. Peki gerçekten Güney Yönetimi mi tavrını değiştirdi PKK’mi.

Rojava’da ki siyasal hareketlerin ortaklığı için en başından beri çaba harcayan isim Eski Kürdistan bölgesel yönetimi başkanı Mesut Barzani oldu. Barzani ilk olarak 12 Temmuz 2012 yılında Hewler’de tarafları bir araya getirdi.

Daha sonra ise  2014 yılı Ekim ayında yine Mesut Barzani başkanlığında bir araya geldi,  mutabakat imzalandı. Fakat daha sonra Rojava Kantonları genel yönetimi bu anlaşmayı onaylamadı.  Eğer anlaşma onaylansaydı ve ortak tavır alınsaydı, büyük ihtimal Afrin, Serekaniye işgalleri gerçekleşmeyecekti.  Çünkü unutmayalım Duhok anlaşmasının imzalanması Kobani’yi kurtardı. Tarafların ortak biçimde Kobani için tavır alması ve anlaşması Kobani’nin kalıcı işgaline izin vermedi. Eğer anlaşma uygulansa Rojava’nın kaderi farklı olacaktı.

Diplomatik alanda etkili olma, askeri anlamda daha fazla destek ve her şeyden önce Kürt halkının daha güçlü sahiplenmesi olacaktı. Kaldı ki Kürdistan’ın bir parçasının sadece bir partinin denetiminde olması kabul edilemez.

PKK ve Tekçilik

Rojava da anlaşma yapılamamasının ana nedeni ise PKK’nin Rojava’yi tek başına kendi iktidar alanı yapmak istemesi oldu. PKK kendisine bir iktidar alanı açmak için öncelikle kendisine yakın partilerin hepsini alandan bir biçimde çıkardı, faaliyetlerini yasakladı. Sadece partilere değil aynı biçimde TV’lere de aynı yaklaşımı gösterdi.

Rojava&yı direk kendisinin yönettiği bir alan gibi kullanmak istedi. Zaten şimdiye kadar da böyle oldu. Sadece kendisi tarafından belirlenmiş yönetim, sistem ile işleri götürdü. sonuç başarılı olmadı.

 Rojava yönetimi ve halkı verdiği kayıplara rağmen istenen düzeye gelmedi. 11 bine yakın şehit verilerek kurtarılan Rakka, Serekaniye, Afrin vb verildi.  Rus, Türkiye, Rejim güçleri Rojava’yı kuşattı.  Demek ki PKK’nin tek başına askeri ve siyasal çabaları yetmedi veya yanlıştı.

Bundan sonra çıkarılması gereken sonuç kendi partisini ulusun yerine koymadan, partisinin çıkarlarını ulusun çıkarlarının yerine koymadan Rojava’nın sadece kendi yolunu bulmasına yardım etmek. Bunun dışında 2-3 yıl önceki gibi burası sadece benim denemez. Ve bu anlaşma ve ittifak görüşmelerini sadece zaman kazanmak, oyalamak için değil gerçekten inanarak yapmak gerek.

Tekçilik tüm Kürtlere ve Rojava’ya kaybettirir

Diğer Haberler