Dersim İsyanı lideri Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 86’ıncı yıl dönümü. 1937 yılının 15 Kasım’ını 16 Kasım’a bağlayan gece Seyid Rıza ve arkadaşları Elazığ Buğday Meydanında idam edildi.
1937-38 tarihlerinde Dersim’de sömürgeci Türk devleti tarafından eşi benzeri görülmemiş bir soykırım uygulandı. Katliama direnen liderlerden Seyit Rıza, ‘Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun’ diyerek soykırımcı ve katliamcı Türk devletine tarihin en anlamlı dersini verdi.
1937 – 1938 tarihlerinde Dersim’de tarihte eşi benzeri az bulunan katliam gerçekleştirildi. 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Tunceli Tenkil Harekatı’ adıyla başlatılan askeri harekatla Dersim katliamının startı verildi. Resmi kurum verilerine göre Dersim Katliamında, 60 köy yakıldı 13 bin 160 kişi öldürüldü ve 11 bin 818 kişi de batı illerine sürgüne gönderildi. Yerel kaynaklar ise katliam da kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan 70 bin civarında Kürdün katledildiğini belirtiyorlar. Süngülerle hamile kadınların karnı deşildi ve henüz doğmamış çocuklar bile katledildi. Bu insanlık dışı uygulamalar sadece halkın hafızasında değil, devletin belgelerinde ve katliamı yapanların belirttiklerinde de mevcuttur.
Harekata bir başka deyişle katliama direnen, karşı koyan Dersimliler ‘isyancı’ olarak değerlendirildi ve o noktadan sonra katliama direnen liderler için yakalama kararları çıkarıldı. Seyit Rıza aşiret liderlerinin tek tek hedef alındığı dönemde Dersim’deki olayların ve asayişsizliğin sorumlusu gösterilerek hedef haline getirildi. Raporlarda, hükümete çekilen ihbar dilekçelerinde ismi en başta sayılan kişi oldu.
Seyid Rıza kimdir?
Seyid Rıza, kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte 1863’te Pulur Lirtik Köyü’nde doğdu.
74 yaşında olan ve yaşı küçültülerek idam edilen Seyid Rıza’yla beraber 58 kişi “isyana teşvik” suçlamasıyla Elazığ’da kurulan İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı.
Seyid Rıza, 14 yaşındaki oğlu ve dönemin Kürt hareketi liderlerinden 5 kişi idam 15 Kasım günü idam edildi. Diğer sanıklarsa ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Seyid Rıza’nın idamı, hükmü düzenlemekle görevli İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarında şöyle aktarılmıştı:
“Seyid Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. ‘Asacaksınız’ dedi ve bana döndü: ‘Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin?’ Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. ‘Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz’ dedi. Seyid Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyid Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. ‘Evlâdı Kerbelayız. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir’ dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi…
15 Kasım’ı 16 Kasım 1937’ye bağlayan gece Elazığ Buğday Meydanında Seyit Rıza ve beraberindeki Usene Seydi, Fındık Ağa, Resik Usen (Seyit Rıza’nın oğlu), Aliye Mırze Sıli, Hesene İvraimi, Hesen Ağa idam edilir. Seyit Rıza, idam edilirken idam sehpasın dahi, ‘Kerbelanın evladıyız, ayıptır, zulümdür, cinayettir!’ diye haykırır.
Seyit Rıza, ‘Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun’ dedi.