21. yıl önce Baas rejimi yıkıldı ama zihniyeti Şii versiyonu ile yaşıyor

21. yıl önce Baas rejimi yıkıldı ama zihniyeti Şii versiyonu ile yaşıyor

Baas rejiminin yıkılmasının üzerinden 21 yıl geçti. Fakat ne Irak’taki baskıcı, tekçi siyasal yapı değişti ne de Kürtlere karşı yapılan zulüm tanzim edildi.  Baas rejimi Kürt halkına karşı Enfal, kimyasal saldırılar, köylerin tahrip edilmesi gibi birçok suç işledi. 2003 yılından sonra Yargıtay ve Irak Parlamentosu yıkılan rejimin işlediği suçları soykırım olarak kabul etse de henüz mağdurlar tazmin edilmedi.

Baas rejiminin Kürdistan halkına karşı işlediği suçlar arasında, 22 Şubat 1988’den 6 Aralık 1988’e kadar art arda sekiz aşamadan oluşan, 182 binden fazla kadın, çocuk ve gencin öldürüldüğü, yaşlı ve engellilerin gömüldüğü Enfal suçu da yer alıyor.

16 Mart 1988’de Baas rejimi Halepçe’ye kimyasal saldırı düzenleyerek 5 binden fazla Kürdün şehit olmasına neden oldu.

Baas rejimi bu süre zarfında Kürdistan’da binlerce köy, cami, okul ve onlarca kiliseyi yerle bir etti, çiftçilerin tarlalarını yaktı, altyapı ve üstyapıları yok etti. Baas rejiminin yıkılmasından sonra Irak hükümetlerinin hiçbiri Kürdistan halkına tazminat ödemedi.

Saddam’ın mantalitesi Bağdat’ta hala yaşıyor

Saddam Hüseyin devrilse bile Kürtlerin Irak merkezi hükümetinin ezme, yok sayma ve Kürdistan topraklarını işgal siyasetinden kurtulmadılar. Saddam’ın Kürtleri ezip biat etmeye zorlayan zihniyeti hala Bağdat’ta canlı bir biçimde yaşıyor. Bu kez Kürtlere Şii bir zihniyet ve devlet ile biat etmek dayatılıyor.

2003 yılında Saddam rejiminin devrilmesinde en önemli rolü oynayan Kürtler Bağdat hükümeti ile ilişki içinde fakat kendi topraklarını yöneten pozisyonda bir sistemi kabul ettiler. Kürtlerin Irak’ta kendini yönetme hakkı ve Irak’ın demokratik bir sistem olacağı yönünde uluslararası güçlerde garanti verdi. Kürtlerin Irak hükümetine karşı yaptığı tek taraflı birçok fedakarlığa rağmen Irak’taki Şii yönetim Saddam Hüseyin’in zihniyeti ile hareket etmeye başladı.

İran yanlısı Radikal Şii Maliki Kürtlere karşı tıpkı Saddam zihniyeti ile davranacaklarının ilk işaretlerini vermeye başladı ve ilk olarak Kürdistan’ın belirlenmiş olan yüzde 17’lik bütçesini tartışmaya başladı. Sık sık bütçeyi geç göndererek toplum üzerinde bir baskı oluşturmaya çalıştı. Yine Kerkük için benzer durumlar yaşandı. Irak ordusu Kerkük’te Kürtleri rahatsız etmek için uğraştı. Şii hükümet Saddam’ın yolundan yavaş yavaş yürümeye devam ediyordu.

 IŞİD saldırıları zamanı Irak hükümeti Kürdistan’ı kendi kaderine terk etti. Ne Peşmerge güçlerine ne de savunmaya hiçbir destek verilmedi. Irak hükümetleri İran ile paralel biçimde hareket ederek aslında IŞİD’i Erbil hükümeti üzerine saldı. Tam böylesi savaş ortamında tam 2014 yılında ise Kürdistan bütçesi tümden kesildi.

Fakat Irak hükümetinin Kürdistan sömürgecileri ile aynı zihniyette olmasının en büyük kanıtı Kerkük işgali oldu. Irak hükümeti Kürdistan referandumunu bahane ederek Kerkük’e tıpkı bir işgalci gibi girdi.

İran’ın paravan hükümeti haline gelen ve özünde İran’ın bir eyaleti gibi hareket eden Irak hükümeti Kürtlere karşı Saddam gibi davranmak konusunda gözü karadır. Konjektür izin verse Enfal benzeri bir girişimi yapabilecek zihniyetleri vardır.

Zaten Hewler’e yapılan dron saldırıları Kürtleri fiziksel bir soykırıma tabi tutmaktan çekinmedikleri anlamına de geliyor.

Kürdistan Bölgesel yönetimi şu anda hükümeti, siyasetçisi, halkı ve doğal zenginlikleri ile beraber Saddam’ın şii versiyonlarının özel savaşı ve sömürgeci tehditleri ile karşı karşıyadır.  Ve işin en kötü tarafı da tıpkı Saddam’ın olduğu gibi bu Şii Saddam versiyonlarının da cahşları var.
Saddam öldü ama bu kez Kürtlerin karşısında Şii Saddamlar var.

Diğer Haberler