Uluslararası Ana Dil Günü: Bengal halkı dil mücadelesi ile bir statü kazandı, Kürtçe ise hala yasak

Uluslararası Ana Dil Günü: Bengal halkı dil mücadelesi ile bir statü kazandı, Kürtçe ise hala yasak

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), kültürel çeşitlilik ve çok dilliliği teşvik etmek için 1999 yılında 21 Şubat’ı Uluslararası Ana Dil Günü ilan etti. 2000 yılından beri her yıl 21 Şubat’ta kutlanıyor.

 Bengal’de anadilini sahiplenme mücadelesinde hayatını kaybeden öğrencilere saygı olarak 21 Şubat, UNESCO tarafından Uluslararası Ana Dil Günü ilan edildi.

Olaylar yeni kurulan Pakistan devletinin, tarihi kökenleri güçlü ve derin olan Bengal dilini yasaklamasıyla başlamıştı. Bunun üzerine, güçlü bir dil bilincine sahip olan Bangladeş halkı Bengal Dil Hareketi’ni başlattı. Dakka Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri sivil itaatsizlik eylemleri başlatarak, yürüyüş yaptı. Bunun üzerine polis, göstericilere ateş açtı. Çok sayıda öğrenci hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı.

Ana dil için verilen bu mücadele, ödenen bu bedeller boşa gitmedi. Halk kendi anadiline karşı daha büyük duyarlılık göstermeye başladı ve milli bilinç giderek daha da güçleniyordu. Bunun sonucunda çok daha büyük ve güçlü mitingler yapıldı. Bu gelişmelerin karşısında duramayan Pakistan hükümeti, Bengla’ya resmi statü vermek zorunda kaldı.

 Böylece bir dil için verilen mücadele bir ülkenin statü sahibi olmasını sağladı.

Bangladeş halkı bugünü hem “Uluslararası Ana Dil Günü” hem de “Şehitler Günü” olarak anıyor. Bu olaylar 1950’lerde yaşandı. Ve üstünden 70 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen dünyada ana diller hala tehlike altında.

Ve 21’inci yüz yılda 40 milyon nufuslü Kürtlerin dili hala bir çok yerde yasak.
Güney Kürdistan halkı Irak rejimine karşı ana dil konusunda büyük bir mücadele verdi. 1970’li yıllarda Güney Kürdistan şehirlerinde eğitim boykotları yapıldı. Fakat esasen 1991 yılı sonrası Kürtçe eğitim, öğretim ve siyasal sistemin ana dili oldu.

Rojhilat Kürdistan’ında ise Kürdistan adlı bir eyalet olmasına rağmen Kürt dili resmi değil. Zahra Muhommadi gibi isimler çocuklara Kürtçe alfabe öğrettiği için tutuklanıyor. Fakat Kürtçe dilinin Sorani, Hewrami gibi lehçeleri hala çok canlı ve günlük hayatın temelini oluşturuyor.

Rojava’da ise 2012 yılından sonra Kürtçe eğitim konusunda ilerlemeler kaydedildi. Esat rejimi Kürtlerin ve Kürtçenin adını bile kabul etmiyordu.

Kürtçe konusunda en vahim durumda yaşayan Kürdistan parçası ise Kuzey Kürdistan. Kuzey Kürdistan’da günlük hayatta Kürtçe konuşma oranı gün geçtikçe düşüyor. Kürtçe sadece Botan, Hakkari gibi alanlarda ve kırsal kesimlerde günlük hayatta kullanılan bir dil. Yeni nesiller Kürtçeyi sadece sadece müzik, halay dili olarak görüyor.

Bu konude Kuzey Kürdistan’daki başat Kürt siyasi hareketleri Türk devletinin çarkına su taşımaktan öteye gidemedi. Devlet dışı bir sistem bir ana dil sistemi kurmak, Kürtçeyi günlük yaşamın temeli haline getirmek ve büyük sivil eylemler düzenlemek gibi konularla tali konular olarak görüldü. Hatta devletin artık mecburi olarak getirdiği seçmeli ders mevzusu bile HDP gibi partilerin ana çalışması olmadı.
UNESCO’nun Mart 2013 tarihinde yayımladığı “Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre, dünyada 1950’li yıllardan bu yana yok olan dillerin sayısı ise 230. Bugüne dek Türkiye’de 18 dil yok olurken, Kürtçe’nin Kirmançkî lehçesi de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Diğer Haberler