Kürdistan halkının özgürlük mücadelesi tarihine adını altın harflerle yazdıran ve Başkan Mesud Barzani’nin “O çok büyük bir insandı. Onun büyüklüğü anlayışından ve olgunluğundan geliyordu.” sözleriyle anlattığı İdris Mustafa Barzani, bundan tam 37 yıl önce hayatını kaybetti.
Bugün, Kürt halkının kurtuluş mücadelesinde ve işgalcilerle yüzleşmesinde büyük rol oynayan, 11 Mart 1970 anlaşması ve Kürdistan Cephesi’nin kurulması da dahil olmak üzere ulusal hakların elde edilmesine yönelik müzakerelerde Başkan Barzani’ye eşlik eden aktif bir katılımcı olan İdris Mustafa Barzani’nin ölümünün 37. yıl dönümü.
İdris Mustafa Barzani’nin hayatı
1944 yılının Mart ayında Barzan bölgesinde dünyaya gelen İdris Barzani 2 yaşındayken, babası Mele Mustafa Barzani, Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yer almak için Mahabad’a doğru yol aldı.
6 yaşındayken Kerbela’da eğitim hayatına başlayan İdris Barzani, Irak Krallığının yıkılmasının ardından Abdulkerim Kasım liderliğinde cumhuriyetin ilan edildiği 1958 yılına kadar babasını görmedi. Mele Mustafa Barzani, Irak’ta şartların değişmesiyle Sovyetler’den Bağdat’a dönünce çocukluğu Irak’ın güneyinde sürgünde geçen İdris Barzani babasına kavuştu.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) arşivlerine göre, Mele Mustafa Barzani’nin Sovyetler’den dönmesi ve 1961’deki Eylül Devrimi’nin başlamasından sonra İdris Barzani, devrim çizgisiyle ilişki kuran ilk Peşmerge’ydi ve silahını alarak Peşmergelerin cephe cephe başarı sağladığı devrim destanına katıldı.
İdris Barzani, devrim sürecinde büyük başarılar elde etti. 1966 yılının Mayıs ayında başlayan Hindiren Dağı Destanı, Peşmerge güçlerinin Irak ordusunun alay ve taburlarına karşı büyük başarılar elde ettiği devrimlerden biridir.
9 yıllık Peşmergelik ve Eylül Devrimi’ne katılımı sonrasında İdris Barzani, 1970 yılının Haziran ayında KDP’nin 8. Kongresi’nde ilk defa KDP Merkez Komitesi üyesi oldu.
İdris Barzani, ulusal kurtuluş hareketleri tarihinde barışçıl ve uzlaştırmacı kişiliğiyle ön plana çıktı ve bu yönüyle anılır oldu. İdris Barzani, sadece silahlı mücadelede değil, siyasi alanda da kendini olabildiğince hissettirebilen biriydi. Irak ve Kürdistan siyasi arenalarında akl-ı selim tutumuyla farkını ortaya koyuyordu.
1979 yılında bölge, büyük değişimlere gebeydi. İran’da Şah rejimi devrilip İslam Cumhuriyetinin temelleri atılırken, Irak’ta Baasçılar, iktidar üzerindeki etkinliklerini artırıyordu. Irak rejimi, büyük bir savaşın geleceğini bildiği için tedbirlerini alırken Kürtler üzerindeki baskılarını da artırıyordu.
İran-Irak savaşının patlak vermesiyle birlikte Irak rejiminin Kürtler arasında çatışma çıkarma çabalarının neticeye ulaşmamasında İdris Barzani’nin büyük payı vardı.
Hastalığının ağırlaşmasının ardından 31 Ocak 1987 yılında Urmiye’ye bağlı Silwana kentinde hayatını kaybeden İdris Barzani, Şino Mezarlığı’nda babası Mele Mustafa Barzani’nin yanına defnedildi. 1991 yılındaki Kürdistan ayaklanması (Raperin) sonrasında Mele Mustafa ve İdris Barzani’nin mezarları Silwana’dan alınarak Kürdistan’ın Barzan köyüne defnedildi.
-Başkan Barzani’nin, İdris Barzani’ye ilişkin sözleri
Başkan Mesud Barzani, “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi-Mayıs Devrimi” kitabının 4. cildinde İdris Barzani’yi “İdris Bey çok büyük bir insandı. Onun büyüklüğü anlayışından ve olgunluğundan geliyordu.” sözleriyle anlatmış.
Mesud Barzani, kitabında ayrıca, “Hoşgörülü ve memleketini seven biriydi, affediciydi ve intikam almayı düşünmezdi. Sık sık sıradan ve fakir insanları ailesinin bir üyesi olarak görür, karşı tarafın yetersizlik duygusuna kapılmasına izin vermezdi.” ifadelerine yer vermiş.
Kitabında, “Tüm tehlikelere rağmen Sayın İdris, kendi görevi gereği sık sık yaralıları ve Peşmergeleri evinde tuttu ve onları tedavi için hastaneye gönderdi.” diyen Başkan Barzani, “Sayın İdris, Kürt kurtuluş hareketinde birleşik bir kimliğin korunması gerektiğine inanıyordu, parti yaşamında da çok taraflılığa büyük önem veriyordu. Genel uzlaşma fırsatının temel nedenlerini oluşturan bu iki faktör kendisine 1986 yılında Genel Uzlaşma Mühendisi unvanını kazandırdı.” diye yazmıştı.