Tevrat ve Kur’an’da bahsedilen ‘Aden Cenneti’ Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri mi?

Tevrat ve Kur’an’da bahsedilen ‘Aden Cenneti’ Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri mi?

Araştırmacı yazar İbrahim Sediyani, “Bilimsel Veriler, Arkeolojik Bulgular, “Kürdistanlı Peygamberler” adlı çalışmasında, Tevrat ve Kur’an’da bahsedilen Aden Bahçesi’nin “Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri olduğunu” savundu.

Kutsal kitaplar Tevrat ve Kur’an’da, Allah’ın ilk insanlar Hz. Adem ile Hz. Havva’yı yarattıktan sonra onları Aden Bahçesi’ne yerleştirdiği fakat yasak meyvayı yedikten sonra “Tanrı’nın cenneti” diye bilinen bu yerden kovuldukları ve yeryüzündeki insan yaşamının bu şekilde başladığı anlatılır.

Pekçok Yahudî bilgin, Hristiyan teolog ve Müslüman âlime göre, bu âhiretteki cennet değil, yeryüzündeki bir cennettir. Çünkü Adem ile Havva topraktan yaratılmıştır ve toprak da yeryüzünde bulunur. Ayrıca bu cennetin, yeşillikler içinde bir bağ bahçe olduğu ve dünyada bulunduğu da Kutsal Kitap’ta açık şekilde belirtilir.

Adem’le Havva’nın konulduğu ve sonra oradan kovulduğu bu “Cennet”in nerede olduğuna dair din bilginleri, araştırmacılar ve konunun meraklıları binyıllarca kafa yormuşlardır.

Dinler tarihi araştırmacısı İbrahim Sediyani, bu cennetin Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri olduğunu savundu.

Kürt yazar Sediyani, “Kürdistanlı Peygamberler” başlıklı çalışmasının “Bilimsel Veriler, Arkeolojik Bulgular, Antik Tabletler ve Tüm Kutsal Kitaplar Işığında Objektif ve Gerçek Peygamberler Tarihi” adlı bölümünde yer alan “Cennet Nerede?” başlıklı 85’ici kısmında bu konuyu yazdı.

Hem kutsal kitaplar (Tevrat ve Kur’an), hem Hz. Muhammed’in hadisleri, hem Yahudî, Hristiyan ve Müslüman dini metinleri, hem de bilimsle veriler ve arkeolojik bulgular ışığında konuyu kapsamlı bir şekilde incelediğini ve ilmi açıdan etüd ettiğini belirten Sediyani, yüzlerce kaynak, bilgi, belge ve bulguyu tarayıp birleştirerek, Adem’le Havva’nın konulduğu ve sonra ordan kovulduğu Cennet’in Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri olduğunu günışığına çıkardığını söyledi.

Rûdaw’a konuşan Sediyani, “Kutsal kitapların anlatımlarını doğru kabule dersek, bu durumda Adem’le Havva’nın Diyarbakır’da hayata başladıklarını ve yeryüzündeki insan yaşamının Diyarbakır’da başladığını kabullenmek durumunda kalırız” dedi.

Tevrat, Aden Cenneti’nin yaratılışını ve konumunu şöyle veriyor:

“Rabb Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Âdem’i oraya koydu. Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

Aden’den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. İlk ırmağın adı Pişon’dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar. Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur. İkinci ırmağın adı Gihon’dur, Kûş sınırları boyunca akar. Üçüncü ırmağın adı Dicle’dir, Asur’un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat’tır.

Rabb Tanrı Aden Bahçesi’ne bakması, onu işlemesi için Âdem’i oraya koydu. O’na, ‘Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin’ diye buyurdu, ‘Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.’”

Tevrat’taki âyetlerde dört nehirden bahsediliyor: Dicle, Fırat, Pişon ve Gihon.

Sediyani, kutsal kitapta Pişon ve Gihon adlarıyla geçen nehirlerin Seyhan ve Ceyhan olduğunu söyledi.

Konuyu baştan sona ilmî deliller ve kaynaklarıyla araştırıp kaleme aldığını aktaran İbrahim Sediyani’ye göre, antik çağlardaki Sümer, Akkad ve Babil yazıtları da Cennet’in yeri olarak Diyarbakır’ı işaret ediyorlar. Zerdüştilik’in kutsal metinlerinden biri olan “Bundahisn”, Cennet’in yerini “Dicle’nin doğduğu kaynak” (bugünkü Diyarbakır’ın kuzeyi; Diyarbakır – Elazığ arası) olarak belirtiyor. Ayrıca İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in hadislerinde de Dicle ve Fırat’ın kutsal sular olduğu söyleniyor.

Araştırmasına göre, “Aden” isminin eskiden Diyarbakır için kullanıldığını belirten Sediyani, “Eski Diyarbakır terminolojisinde Hevsel Bahçeleri’ne Aden Bahçesi denirdi. O bölgeye de ‘Deniz Kenarındaki Bahçeler’ anlamında ‘Aden Bahçeleri’ denilirdi. ‘Hevsel’ sonradan takılan bir isim olup ‘atık suların akıtıldığı yer’ (bizim ‘haram su’ diye tabir ettiğimiz) anlamına gelmektedir” yorumunu yaptı.

Yazılı kaynaklarda kendisinden ilk olarak M. Ö. 9. yy’a ait Aramice kaynaklarda bahsedilen Hevsel Bahçeleri’nin 7000 – 8000 yaşlarında olduğunun tahmin edildiğini aktaran Sediyani, “Bu da, Tevrat’taki kronolojik takvimde gösterilen Âdem ve Havva ile tam yaşıt olduğunu gösteriyor” dedi.

Sediyani, “Mardin’de bulunan Deyr’uz- Zaferan Manastırı da kutsal kitaplarda anlatılan Aden Cenneti’nin Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri olduğuna inanıyor. Süryanîlik’teki kilise kayıtları, Süryanî dilinde ‘Fardayso’ olarak bilinen Aden Cenneti’ni burada gösteriyorlar” ifadelerini kullandı. Kaynak: Rudaw

Diğer Haberler