Türkiye’deki 14 Mayıs seçimleri Kürtlere ne getirecek?

Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de 14 Mayıs günü hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Kritik önemdeki seçim Türkiye için olumlu ve olumsuz önemli değişiklikler yapacak.

Seçim Kürtler için bir şey değiştirecek mi?

Öyle görünüyor ki PKK ve Kuzey Kürdistan’daki siyasi yapılarının seçimlerdeki tek stratejisi 21 yıldır Türkiye’yi yöneten Recep Tayyip Erdoğan rejimini devirmek.
HDP ve PKK’nin yaptığı açıklamalara bakılırsa eğer Erdoğan kaybederse Kürtler 15 Mayıs günü cennet bir Türkiye’ye uyanacak. Oysa ki gerçek böyle değil. Kürtleri bu seçimle devrim yapacağız diye motive etmek sadece Kürtleri kandırmak ve kaderi ile oynamaktır.

Çünkü Kuzey Kürdistan’da sömürü Erdoğan ile başlamadı Erdoğan ile de bitmeyecek. Kuzey Kürdistan Erdoğan’ın değil, 29 Ekim 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin sömürgesidir.

Bu nedenle değişen iktidarlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, parlamentolar Kuzey Kürdistan Kürtlerini sömürge olmaktan kurtarmaz. Hiçbir seçimin sonucu da Kuzey Kürtlerini kurtaramaz. Kürtlerin sorunu rejimlerle değil devletin temel kurulma mantığı iledir. PKK ise yıllardır Kürtlere, hükümet değişirse kurtuluruz demektedir.  Oysa Kürtler hükümetlere karşı değil devletin kuruluş mantığına karşı mücadele etmelidir. Kürtleri devletle değil hükümetlerle uğraştırmak sadece Kürtleri kandırmak ve zaman kaybettirmektir.

Tabi ki Kürtlerin seçimlerdeki gücü Kürtlerin mücadele zemini getire bilir. Kürtler pazarlık yapa bilir. Fakat Kuzey Kürdistan’da bunu yapacak kimse yoktur.

Herkes Kürtlerin oylarını istiyor?

Türkiye’de aylardır tüm parti ve adaylar Kürtlere şirin görünmeye çalışıyor. Çünkü Kürtlerin önemli bir oyu var. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Kürtlerin oyları kimin Cumhurbaşkanı olacağını ve Parlamento’nun rengini belirlemede önemli olacak.

Fakat buna rağmen bu seçimlerin sonuçları Kürtlerin dil, kimlik ve kültür gibi haklarını kazanma ve sorunların çözümünde rol oynamayacak. Çünkü ne AKP, CHP gibi sistem partileri ne de Kürtler adına yol çıkıp Kürtlerin oylarını isteyen Kürt partilerinin Kürtler için istediği bir şey yok.

Kuzey Kürdistan’da hangi partiler seçime giriyor?

Kuzey Kürdistan’da HDP, HÜDA PAR ve HAK-PAR olmak üzere üç parti seçime giriyor.

Hüda Par; İslamcı eğilimli bir parti, tabanının yüzde 99’u Kürttür. Fakat Kürdistan söylemleri yok. Kürtler adına bir talebi de yok. Seçimlerde AKP ile ittifak yaptı.

HAK-PAR; bu partinin tabanı Kürt, Kürdistani söylemleri var, Kürtler için federasyonu çözüm olarak öngörüyor. Fakat örgütlenmesi zayıf, seçim öncesi çalışmaları yok. Bu nedenle seçimin sonucunu değiştirmesi beklenmiyor.

HDP; tabanı yüzde 99 Kürt. Kürtlerin oylarını alıyor. Bir önceki seçimlerde 67 milletvekili çıkardı. Yüze yakın belediyesi vardı. Kuzey Kürdistan’da en çok destek gören partidir. Fakat ısrarla Kürt partisi olmadığını söylüyor ve Kürtler için bir talebi yok.

HDP bu yıl kapatılmaya karşı tedbir olarak Yeşil Sol Parti YSP adlı bir parti adıyla seçime katılıyor. Bu parti daha önce tedbir olarak kurulmuş bir parti. Yani isim değişse bile aslında HDP’nin kendisi.

HDP Kürt partisi mi?

HDP’nin ne seçimler ne de sonrasında Kürtler adına kazanım yapmasını beklenemez. Çünkü HDP’nin Kürtler adına bir istemi yok.
HDP 14 Maddelik bir seçim bildirisi yayınlandı, içinde LGBT haklarıdan – hayvan haklarına, çevre korumadan doğru şehirleşmeye değin pek çok şey vardı. Fakat bu bildiride Kürtlerin yaşadığı durum basit biçimde dile getirildi. Sadece genel olarak özgürlük deniyor. Özgürlük göreceli bir kavramdır. Somut bir talep değildir. Fedarasyon mu kendini yönetme hakkı mı, ekonomiden pay mı, ne istiyor HDP bunu söylemeliydi ama söylemedi. Hatta Kürtlerin sorununun tanımı bile yapılmadı.
HDP Kürt ve Kürdistan demeye korkan bir harekettir.

Daha Önce Kürdistan Bölgesi’nde de Papa için basılan pullarda Kürdistan bayrağını HDP Sözcüsü Meral Danış Beştaş’a sorduklarında “Onu Barzani vermiş, ona sorun” demişti.

Bu kadar Kürdistan’dan korkan ve Kürtler için bir şey istemeyen bir partiye neden Kürt partisi muamelesi yapılsın ki: gerçek şudur HDP Kürtlerin oyunu alan, Kürtlerin sırtından yaşayan ama Kürtlerin özgürlük ve bağımsızlık ruhunu tüketen, Kürtleri oyalayan bir harekettir.

HDP Kürtler için ne istiyor?

HDP programında Filistin halkına özgürlük ve bağsız devlet talebi vardır ama Kürtlere bağımsız devlet talebi yoktur.

HDP Programında LGBT’lerin mecliste kota ile temsili talebi vardır ama Kürtlere devlet kurumlarında kota temsili yoktur.

HDP’nin Eş başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan her ikisi de Kürt değildir.

HDP Kürtleri özgürleştirme değil Kürtleri devlete bağlama dışında herhangi bir görev yürütmemiştir.
Ayrıca HDP’nin kendi iradesi de yoktur. HDP, Öcalan ve Türk devletinin kurduğu bir harekettir. Kürtlerin radikal damarını budamıştır.

Kahrolsun sömürgecilikten, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti’ne Kürtler

Kürtler ilk kez seçime girmiyor. Kürtler Cumhuriyetin başından beri oy kullanıyor ve Kürt parlamenter çıkarıyor. Fakat 1970 yılında bu yana Kürt siyaseti Kürtler adına söylemler geliştirdi.

1979 yılında ilk kez Ağrı ve Batman gibi yerlerde Kürdistani söylemli kişiler Belediye başkanı oldu.  Fakat esas değişiklik 6 Haziran 1990 yılında HEP’in kurulması ile başladı. 1991 yılında Kuzey Kürtleri içinde Leyla Zana gibi Kürdistani kişilerin seçim mitinglerinde “Biji Kurdistan, Bimre Koledar” diye slogan attı. Kürt parlamenter ilk kez Kürt söylemi ile meclise girdi.
Leyla Zana başında Kesk- Sor-Zer rengi tokası ile Türkiye meclisinde Kürtçe konuştu. TBMM’nin kimyası bozuldu.

HEP Kuzey Kürdistanlı gerçek vatanseverlerin kurduğu bir partiydi fakat bir yandan PKK öte yandan Devletin kuşatması altında hem fiziki hem düşünsel olarak tahrif edildi.
1991 yılında Bimre Koledar diyen Kürt seçmen 30 yıl sonra elinde Türkiye bayrakları ile HDP mitinglerine gidiyor. Bu bir tahrifattır. Kürtlerin belliğinde yapılmış bir tahrifattır.

HDP adaylarını seçerken bile Kürt ve Kürdistani düşünceli insanlara yer vermemiştir. HDP’nin ve bu seçimlerdeki adayları Türkler, Türk solu, Kürtlerin solcuları, kadın hakları savunucularıdır. Ama biraz Kürdistani söylemi olan herkes liste dışı kalmıştır. HDP içindeki birkaç Kürdü de ayıklamıştır.

Durum buyken kalkıp 14 Mayıs seçiminde Kürtlerin kazancı ne olacak diye tartışmak yanlıştır. Çünkü bu seçimlerde Kürtler adına bir şey talep eden kimse yoktur.

Kürtler oy kullanacak, Türklerin meclisini rengini belirleyecek fakat kendisi için bir şey istenmeyecektir.  Kürtler her zaman ki gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin hamalı görevini görecektir.

Diğer Haberler