Tarih 28 Aralık 2011’i gösterdiğinde Şırnak- Kürdistan sınırı saat 21.39’da Türk savaş uçakları tarafından 40 dakika boyunca aralıksız bombardımana tutuldu. Olayda Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28’i aynı aileden, çoğu çocuk 34 Kürt feci şekilde can verdi.
Katliamın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen failler yargılanmadı. Sivil mahkeme de askeri mahkeme de dosyaya takipsizlik kararı verirken Anayasa Mahkemesi ise başvuruyu reddetti. Dosya geçtiğimiz yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürüldü. Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği’ de (Roboski-Der) Ocak 2017’de 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı.
AİHM başvuruyu reddetti
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de başvuruyu reddetti. Mayıs 2018’de başvuruyu reddeden AİHM gerekçe olarak başvuru sonrası talep edilen bir belgenin avukatlar tarafından 2 gün geç ulaştırılmasını gösterdi.
Özür yok, teşekkür var!
Türk televizyon kanalları, 12 saat sonra TSK’dan yapılan açıklamanın ardından katliam haberini vermeye başladı. TSK’nın açıklamasında şu ifadeler yer almıştı: “Bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır.”
Çelik: Uludere bir operasyon kazasıdır
Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik “Uludere bir operasyon kazasıdır” demişti. Yine dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de “Katliama ilişkin özür dilenecek mi?” sorusuna şu yanıtı vermişti: “Olayı suçluluk psikolojisiyle görmüyoruz. O gençlerimiz orada olmamalıydı.” Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da “35 kişi oraya gitmeseydi ölmezdi” demişti.
Erdoğan: Tazminatsa tazminat
Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından bu kez dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Yatıp kalkıp Uludere diyorsunuz. 30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir? Mehmet midir? Bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat… Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar” sözleriyle katliama ilişkin açıklama yapmıştı.
Erdoğan: Komuta kademesine teşekkür ediyorum
30 Aralık’ta ise Erdoğan Genelkurmay’a “Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum” sözleriyle teşekkür etmişti.
Şahin: MİT’ten gelen istihbarat raporları üzerine …
Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, görevden alındıktan sonra özür dilemeyeceklerini söylediği Roboski katliamına ilişkin bu kez 2014’te şu açıklamayı yapmıştı: “MİT tarafından gönderilen yazılar ve üst düzey MİT görevlisi tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri telefonla bizzat aranarak, Bahoz Erdal’ın hudut hattını geçmekte olduğu bildirilmiştir. Silahlı Kuvvetler’in yetkilileri, bilginin doğru olup olmadığını defaatle sormasına rağmen, MİT yetkilisi ısrarla bilginin doğruluğunu teyit etmiştir. Sonuçta, MİT’ten gelen birden fazla resmî istihbarat raporları ve telefon bilgileri üzerine maalesef Uludere olayı yaşanmıştır.”
Medya nasıl gördü
TSK’dan açıklama yapılmayana kadar katliama ilişkin haber geçmeyen Türkiye medyası daha sonra katliama ilişkin şu başlıkları attı:
Milliyet: “35 ölü. Çok üzgünüz”
Sözcü: “Silah taşıyorlardı”
Bugün: “İstihbarat faciası”
Habertürk: “Sınırda vahim hata”
Takvim: “İnsafsız hava aracı”
Vakit: “Terörist mi, kaçakçı mı”?
Yeni Şafak: “Ölümcül hata”
Radikal: “35 yurttaşa İHA Bombası”
Aydınlık: “TSK’nın hava operasyonunda 35 kişi öldü” üst başlığı ile “Operasyon ABD istihbaratıyla”
Star: “F- 16’lar K. Irak sınırında yanlış hedef vurdu: 35 Ölü” üst başlığı ile “Kahreden hata”
Zaman: “Kuzey Irak sınırında 35 vatandaşımız hayatını kaybetti” üst başlığı ile “Ölümcül İstihbarat”
Vatan: “35 köylü PKK’lı diye vuruldu” üst başlığı ile “Kahreden hata”
Güneş: “Uludere’ye 123 bin TL şehide 50 TL tazminat”, başka bir başlıkta da “Asker ne yapsın”
Sabah: “Uludere’de PKK ötesi güç var”, başka bir başlıkta da “Gediktepe sendromu kaçakçıyı vurdu”
“Bazı yaralılar donarak öldü!”
30 Aralık’ta İnsan Hakları Derneği (İHD) ile MAZLUMDER ortak heyeti köyde yaptığı incelemenin ardından şu açıklamada bulundu: “Hayatlarını kaybedenler mazot ve gıda maddeleri üzerinden sınır ticaretiyle uğraşıyordu. Sınır ticareti yıllardır Karakolun bilgisi dâhilinde yapılıyor. Özellikle son bir ayda karakol sınır ticaretine kolaylık ve müsamaha tanıyordu.”
Bombardımanın gerçekleştiği bölgede inceleme yapan insan hakları örgütlerinin bir hafta yazdığı raporda da olaydan sonra hiçbir resmi kurumun yaralıları ve cenazeleri almak için harekete geçmediği, bu gecikmenin bazı yaralıların kan kaybından veya donarak ölmelerine yol açtığı yer aldı.
Soruşturma açıldı, 1 komutan görevden alındı
Olaydan 1 hafta sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, Gülyazı Alay Komutan Vekili Albay Hüseyin Onur Güney’in görevden alınması için İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. 8 Ocak 2012’de Albay Güney açığa alındı. Soruşturma kapsamında, 17 muvazzaf askere ise “sınır ticaretine göz yumdukları” gerekçesiyle görevi ihmalden soruşturma açıldı.
Anmaya yasak, sağ kalanlara soruşturma
11 Ocak 2012’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Uludere Alt Komisyonu kurulmuştu. Öte yandan 34 kişinin hayatını kaybettiği katliamı anan başta Roboskililer olmak üzere birçok kişi tutuklandı. Sağ kalanlar hakkında ise “pasaport yasasına muhalefet”, “sınırı yasadışı yollarla ihlal” ve “ülkeye sınırdan kaçak mal sokma” suçlarından soruşturma açıldı.
“ABD istihbarat verdi”
Katliamdan 5 ay sonra Mayıs 2012’de Wall Street Journal (WSJ) Roboski katliamındaki hava bombardımanı öncesinde ABD’nin insansız hava aracı Predatör’den görüntü alındığını yazdı. Genelkurmay, haberin hemen ardından “Olayda grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İnsansız Hava Aracı tarafından yapılmıştır” açıklamasını yaptı ve haberin gerçeği yansıtmadığını söyledi. WSJ ikinci bir haber yaparak, haberlerinin doğru olduğunu ve kaynaklarının ABD Savunma Bakanlığı olduğunu söyledi.
“Her Kürtaj bir Uludere’dir”
Yine Mayıs 2012’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan kürtaj ve sezaryene karşı olduğunu belirterek, ”Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere ve medya mensuplarına sesleniyorum. Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz ‘Uludere’ diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmeden ne farkı var soruyorum sizlere” açıklamasında bulunmuştu.
Sivil mahkeme de askeri mahkeme de takipsizlik kararı verdi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında 12 Haziran 2013’te “taksirle ölme sebebiyet vermekten dolayı” Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Savcı dosya kapsamında 1,5 yıldır sadece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere kurumlara yazı yazarak belge istedi.
Ancak Roboski katliamını soruşturan Genelkurmay Askeri Savcılığı da “kovuşturmaya (davaya) yer yok” kararı vererek şöyle gerekçelendirdi: “TSK personelinin bahsi geçen TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdiklerini, görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldığından…”
Takipsizlik kararında şüpheliler Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç, 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı Albay Aygün Eker, 2. Ordu Harekât Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Halil Erkek ve 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu olarak sıralandı.
Roboskili aileler avukatları aracılığıyla 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptı. Başvurucular Anayasa Mahkemesi’nden Anayasanın “Kişinin Dokunulmazlığı, Maddî ve Manevi Varlığı” başlıklı 17. maddesinin üç fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesini talep etti. Ayrıca en üst düzey yetkililerin başvuruculardan resmi özür dilemesi, takipsizlik ve takipsizliğe itirazın reddi kararının kaldırılması, öldürme olayı nedeniyle sorumluluğu doğabilecek Bakanlar Kurulu’nun, tüm askeri ve mülki yetkililerin yargılanmasının sağlanması için dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edildi.
Roboski’nin avukatı Tahir Elçi öldürüldü
Çoğu çocuk 34 kişinin hayatını kaybettiği Roboski katliamının avukatlarından Tahir Elçi ise 28 Arlaık 2015’te Diyarbakır’da Suriçi’nde Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada çıkan çatışmada hayatını kaybetti. Roboski’nin failleri 6 yıldır yargılanmazken, Tahir Elçi’nin katilleri ise 2 yıldır bulunamadı.
AYM’den ret, gerekçe eksik belgeler!
AYM, 20 ay sonra Şubat 2016’da sonuçlandırdığı dosyada “eksik belgelerin süresinde AYM’ye sunulmadığı” gerekçesiyle reddedilmesine karar verdi. AYM, ret gerekçesinde 53 başvurucudan 3’ünün avukatlarının vekaletnamesinin dosyada yer almadığını belirtti. Yüksek Mahkeme, eksik belgelerin 15 gün içinde tamamlanması için tebligatta bulunduğunu hatırlatarak avukatın belgeleri 2 gün gecikmeli sunduğu için ret kararı verildiğini açıkladı.
AİHM de Roboski başvurusu reddetti
Roboski katliamıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin de reddiyle iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından dosya, 281 kişinin başvurusuyla AİHM’e götürüldü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de başvuruyu reddetti. Mayıs 2018’de başvuruyu reddeden AİHM gerekçe olarak başvuru sonrası talep edilen bir belgenin avukatlar tarafından 2 gün geç ulaştırılmasını gösterdi.
Dönemin yetkilileri kimdi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Org. Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Komutanı Yıldırım Güvenç, Tuğgeneral Halil Erkek, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı İbrahim Yılmaz
Yakınlarını kaybeden Ferhat Encü tutuklandı
Roboski katliamında kardeşini ve yakınlarını kaybeden, 2015 seçimlerinde HDP Şırnak Milletvekili olan Ferhat Encü ise 4 Kasım 2016’da tutuklandı. Encü’nün tutukluluğu devam ediyor.
Öztürk ve Şahin hakkında suç duyurusu
Öte yandan 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra darbeye teşebbüs eden birçok asker gözaltına alınıp tutuklanırken Roboski katliamı döneminde Hava Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Akın Öztürk tutuklanmıştı. Hemen akabinde Öztürk ve dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in hakkında Roboski’de 34 köylünün hava bombardımanıyla öldürülmesi ve darbeye teşebbüs suçlarından yargılanması talebiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Yine darbe girişiminden sonra Roboski katliamı dosyası hakkında takipsizlik kararını veren Askeri Hakim Ali Müjdat Eski de 15 Temmuz tutuklanmıştı.
Roboski-Der kapatıldı, anıt kaldırıldı
Ayrıca Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği’nin (Roboski-Der) Ocak 2017’de 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılırken Diyarbakır, Dicle Kent bulvarı üzerindeki bir parkta bulunan Roboski anıtı, yerinden kaldırıldı.
Hayatını kaybedenlerin isimleri
Bombardımanda hayatını kaybeden 34 kişinin isimleri ise şöyle: Salih Ürek, Bedran Encü, Adem Ant, Erkan Encü, Şivan Encü, Muhammed Encü, Bilal Encü, Aslan Encü, Mehmet Ali Tosun, Savaş Encü, Orhan Encü, Nadir Alma, Celal Encü, Fadil Encü, Mahsun Encü, Şervan Encü, Yüksel Ürek, Cemal Encü, Cihan Encü, Vedat Encü, Serhat Encü, Salih Encü, Özcan Uysal, Hüseyin Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Selim Encü, Zeydan Encü, Seyithan Enç, Hüsnü Encü, Selahattin Encü, Osman Kaplan, Abdulselam Encü, Şerafettin Encü.
Roboski’de ağabeyini kaybeden Sinan Encü, trafik kazasında hayatını kaybetti
Öte yandan Roboski Katliamında 16 yaşındaki ağabeyi Şıvan’ı kaybettikten sonra okulunu bırakıp, çobanlık yapmaya başlayan Sinan Encu, 18 Aralık 2018’de geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.