PKK kurucularından ve KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Mersin saldırısı sonrası yaşanan tartışmalara dair sert açıklamalar yaptı. PKK’nin Avrupa’da yayın yapan Sterk TV’sine konuşan Bayık “Bu kendini savunma çizgisidir. Kimse bu çizgiye dil uzatamaz. Herkesin doğru yaklaşması ve doğru konuşması lazım. Eylemin Kürt halkı ve Türkiye halkları için ortaya çıkardığı sonuçlar dışında yapılan konuşmaların hepsi boş konuşmalardır” ifadelerini kullandı.
Daha önce de yine PKK yöneticilerinden Duran Kalkan sert bir konuşma yapmış ve Demirtaş’ı tehdit eden bir makale yayınlanmıştı.
PKK’nin Kuzey Kürdistan’daki siyasilere mobbing uygulaması
PKK, Kuzey Kürdistan’daki legal siyasi alanı tek başına idare etmek istiyor ve hiçbir kişinin bireysel kimliği ile siyaset yapmasını kabul etmiyor. Öne çıkan kişilerin hepsi açık veya örtülü bir biçimde diskalifiye ediliyor. Osman Baydemir ve Leyla Zana gibi isimler de diskalifiye edilen isimlerden.
PKK legal siyasilere sözlü şiddet uygulayarak mobbing uyguluyor. Sürekli toplumla tehdit etmek, değerleri ve şehitleri kullanarak psikolojik baskı yapmak, tekrar seçtirmeme, tecrit etme ile tehdit ederek tüm farklıları susturan PKK bu konuda özellikle sosyal medyasını ve medyasını kullanıyor.
Geçmişte bunu sıklıkla yapan PKK özellikle 26 Eylül gecesi Mersin’deki bir polis evine yapılan saldırı sonrası eylemi eleştirenlere dönük sert bir eleştiri cevap verdi.
Mersin’deki polisevi saldırısı sonrası yaşanan tartışmalar
Mersin’de yapılan ve ardından PKK’nin askeri kanadı HPG’nin üstlendiği polisevine yönelik saldırı sonrası Demirtaş’ın ve HDP’nin yaptığı açıklamalara isim vermeden cevap verdi.
“Sara ve Ruken arkadaşın gerçekleştirdiği eylem çok büyük ve başarılı bir eylemdir. Belki bazıları bu eylemi basit göstermek istiyor, bunun için de çalışıyorlar. Belki bazıları bu eylemi anlamsızlaştırmak da istiyor fakat ne yaparlarsa yapsınlar faydasızdır. Kimse bu eylemi ne gizleyebilir ne anlamsızlaştırabilir ne de çarpıtabilir. Türk devleti hareketimize, halkımıza karşı her şeyi yapıyor, yapmadığı bir şey kalmadı. Bunlar göz önünde yaşanıyor, herkes de görüyor.
Kürt halkı imhayı kabul mu edecek? Bu mümkün değil, ahlak dışı, insanlık dışı bir şeydir bu. Kürt halkı bütün bu saldırılara karşı tabii ki kendisini savunacaktır, bu onların hakkı. Eğer Mersin’de Sara ve Ruken eylem yaptıysa bunun için yaptı. Peki bu eylemi eleştirenler, basitleştirmek, etkisizleştirmek çarpıtmak isteyenler neden Türk devletinin Kürt halkına, gerillaya karşı yürüttüğü siyasete, kimyasal silaha neden karşı çıkmıyor? Neden Türk devletine, AKP-MHP iktidarına ‘yürüttüğünüz siyaset suçtur, suç işliyorsunuz, bir halkı ortadan kaldırmak istiyorsunuz’ demiyorlar? Halk arasında bir söz var; ne ekerseniz onu biçersiniz.
Eğer Sara ile Ruken Mersin’de böyle büyük bir eylem yaptıysa herkesin bunun üzerine düşünmesi ve kendisi için sonuç çıkarmalı, meseleye doğru yaklaşmalıdır. Bu eylem neden yapıldı, sebebi nedir? Türk devleti Kürtlere ne yapıyor, gerillaya ne yapıyor da bu 2 Kürt kadın böyle bir eylem düzenledi. Kendileri için bir şey yapmadılar; Türk devletinin zulmüne karşı durdular. Yaptıkları şey bu. Bu kendini savunma çizgisidir. Kimse bu çizgiye dil uzatamaz. Herkesin doğru yaklaşması ve doğru konuşması lazım. Eylemin Kürt halkı ve Türkiye halkları için ortaya çıkardığı sonuçlar dışında yapılan konuşmaların hepsi boş konuşmalardır. Bu çizgiye, bu eyleme karşı durmak imansızlıktır, vicdansızlıktır. Vicdansızlık yapmayın.”
Daha önce de PKK Duran Kalkan başta olmak üzere PKK medyasından sert eleştiri yapılmıştı.
Darka Mazi editörlüğü ise Mersin Eylemi ve sonuçlarını inceleyen bir yazı kaleme almıştı: https://darkamazi.com/archives/1021458