Filistinlilerden “işgal” iki yüzlülüğü, Efrin’de Araplar için konut yaptırdılar

Filistinlilerden “işgal” iki yüzlülüğü, Efrin’de Araplar için konut yaptırdılar

Kürdistan’ın en zengin bölgelerinden ve startajik öneme sahip Efrin kentinde demografi değiştirilmeye devam ediliyor. Efrin’de şu ana kadar 19 yerleşim yeri yapılmış durumda. Bunlardan 4’ü Cinderes’te yapılırken Şeyh Hadid (Şiye), Şerawa, Şarran ve Bülbül ilçelerinde 3’er tane, Raco’da 2 tane ve Efrin kent merkezinin batısında da 1 tane yapıldı.

Bu veriler, Türk devleti ve Arap yapıların el birliği ile Kürtlerin Akdenize açılma kapısı ola bilecek Efrin’in demografisini değiştirmeye devam ettiğini ortaya koyan veriler. Bu kez Filistinliler Efrin’in demografisini değiştirecek konutlar yapmak için harekete geçti.

Köyler işgal edilmiş, işgal edilmiş Efrin’de ev yaptırdılar

Kudüs’ün Zaayem adlı köyünden olan Filistinliler Efrin’in güneybatısındaki Cinderes ilçesinde yeni konutların inşa edilmesi için bağışta bulundu.  Binaları ise İstanbul merkezli “Wafaa Al-Mohsenin” adlı dernek (İhsan ve Vefa Derneği) inşa etti. Dernek binaları yaptıran Zaayyem adlı köyün 1967 yılında işgal edildiğini belirtti.  Dernek sitesinden verdiği bilgilerde Efrin’de 34 evi tamamladıklarını açıkladı. Açıklamaya göre mülteci Araplar için yapılan yeni yerleşimin ilk etabı, Pazar günü tamamlandı.

Efrin’de Filistin bayrakları

Yerleşim yerine dair paylaşılan fotoğraflarda Filistin bayrakları yer alırken eşyaların evlere yerleştirildiği görülüyor.

Ayrıca yerleşimin ikinci etabında 80 evin daha yapılacağı ve bunun da Ummanlıların bağışlarıyla yapılacağı belirtildi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise perşembe günü yaptığı açıklamada bu tür yerleşimlerin şehrin demografisini değiştirmeye yönelik olduğunu açıkladı. Bu evler, şehrin Türkiye tarafından kontrol edilmesinden sonra Efrin’e yerleştirilen Araplar için yapılıyor.

Filistin güzellemesi; Kürt İslamcılık ve PKK

Filistinli köylülerin Efrin’in demografisini değiştirme sürecine katılması Kürt siyaseti ve Kürt halkının yakından takip etmesi ve buna göre tutum belirlemesi gereken bir süreç. Çünkü Kürtler içinde Filistin halkını desteklemek ilericilik, demokratlık ve solculukla eş değer görülüyor. Özellikle de Abdullah Öcalan etrafında gelişen PKK ideolojisi Kürtleri ne olduğu belli olmayan bir “halkların kardeşliği” söylemi etrafında motive ediyor. Hiçbir siyasal, idari karşılığı olmayan Kürtlerin “tek taraflı kardeşliği” ise Kürtleri reel siyasetten uzaklaştırıyor, Kürtlere kazandırmak bir yana kaybettiriyor.

Aynı biçimde Filistin halkı ile dayanışmayı Müslümanlığın da gerekliliği olarak gören Hüda Par gibi Kürt İslami akımlar da “ümmet kardeşliği” adı altında yanı işlevi görüyor.
Oysa ki gerçekte Filistin siyaseti, sosyolojisi ve yakın tarihi duruşu her zaman Kürt karşıtı olmuştur. Irak’ta Kürtlere karşı Saddam’ı, Kuzey Kürdistan’da Türk devletini ve Erdoğan rejimini, Doğu Kürdistan’da İran’ı desteklemişlerdir.

Bu Kürtlerin Filistin karşıtı siyaseti benimsemesi demek değildir. Fakat İsrail, Filistin sorununda Kürtlerin bir taraf gibi hareket etmesi ve Filistin’i Kürt hareketlerinin önemli bir yerine oturtması gibi bilinçli-bilinçsiz bu  hatadan kurtulmak zorundadır. Filistinliler Kürt siyasetinde merkez değil tali bir konudur.  Filistin üzerinden Kürtler ne anti-emperyalist, ne de ümmet kardeşliği söylemi geliştiremezler.

Diğer Haberler