Mahmur Kampında 21 Mayıs günü yapılan bombalamada hayatını kaybeden Ahmed Rubar (Mehmet Erdoğan) kamp içinden verilen bilgilerle hedef alındığı açıklandı.
PKK’nin tüm Kürdistan Bölgesi sorumlusu olan Kerkük, Süleymaniye ve Mahmur kampındaki askeri, örgütlenme, milis yetiştirme çalışmalarından sorumlu olan Ahmet Rubar geçtiğimiz 21 Mayıs günü Türk devletine bağlı SiHA’larca hedef alınmış kendisi ve Rojger kod adlı şoförü hayatını kaybetmişti.
PKK kaynakları olay hakkında şu ana değin resmi bir açıklama yaparak olayı doğrulamadı. 32 yıllık gerilla Ahmed Rubar ise Mahmur kampında yapılan bir merasimle toprağa verildi. Ahmed Rubar PKK medyası ve Mahmur Halk meclisi tarafından sivil bir kişi olarak gösterildi. Ahmet Rubar cenaze merasiminde Haci Mirza Ali isimli Mahmurlu bir çiftçi olarak tanıtıldı.
Ahmet Rubar’ın bir dönemdir kampta olduğu ama kamptan yapıla bilecek ihbarler nedeni ile gizli çalıştığı, isim değiştirdiği ve medyatik bir isim olmadığı için zaten kamp halkı tarafından tanınmadığı söyleniyor. Ahmet Rubar son iki ay içinde kamp içinde daha görünür olduğu da gelen bilgiler arasında.
Türkiye iç işleri Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre yerelden aldıkları bilgilerle kampta üst düzey bir sorumlunun hayatını kaybettiği bilgisi alınmış.
Ahmet Rubar’ın Irak sahasında olduğuna dair bilgi sahibi olabilecek kişiler yine PKK içinde yer alan kişiler. Bu nedenle Türk devletine Ahmet Rubar’ın konumu ve hareket tarzı hakkında bilgilerde PKK içinden gitmiş. Mahmur halkıda kamp içinden hatta kamptaki PKK kadrolarından bu bilgilerin gittiğine dair şüpheleri var.
Düşman biliyor, halktan gizleniyor
PKK özellikle son üç yıldır Güney Kürdistan, Mahmur ve Rojava sahasında hayatını kaybeden yöneticilerinin varlığını gizliyor. Mahmur Kampındaki ve Rojava’dakiler değişik isimlerle veya halktan kişiler gibi veriliyor. Daha önce kampta hayatını kaybeden Salman Bozkurt (Dr. Hüseyin) gibi kişilerde halktan kişiler gibi verilmişti. Hatta askeri güçlerden hayatını kaybeden savaşçılarda halktan kişiler gibi veriliyor.
Oysa ki devlet kimi vurduğunu bilerek vuruyor. Devletin bildiği, yakın çevredeki halkında bildiği bir durumun gizlenmesi sadece uzak kitleyi manipüle etmeye dayanıyor. Fakat yıllarını dağda geçirmiş 20-30 yıllık kadroların sahiplenilmemesi olaylara tanık halk ve kadrolarda PKK’ye karşı manevi bir kırılma ve inançsızlık yaratıyor.
Mahmur’dan ilk kez istihbarat gitmiyor
Şu ana değin Mahmur Kampından giden istihbaratlarla Türk devleti kamp içindeki PKK güçlerine dönük pek çok operasyon geliştirildi. Yapılan hava saldırılarında pek çok PKK gerillası hayatını kaybetti.
PKK şu ana değin Rojava, Mahmur başta olmak üzere alanlarda verdiği kayıpların kendi içinden gittiğini kabul etmedi. Her zaman bu konuda Peşmerge güçlerini suçladı. Fakat Türk devletinin Güney Kürdistan içinde yaptığı saldırılarda bilgiler her zaman PKK’nin kendi içinden gitti.
Özellikle Mahmur Kampı içinde halkın büyük bölümünün Türkiye Konsolosluğu ile ilişki içinde olduğu, birçoğunun Türk pasaportu taşıdığı, gençlerin askerlik hatta bedelli askerlik yaptığı da biliniyor. Buna rağmen PKK buradaki kitleyi siyasi bir koz olarak kullanmak için dağıtmamaya çalışıyor ve yaşanan gerçekleri inkar ediyor.