PKK’nin kara mayınlarını yasaklayan anlaşmalarda imzası var fakat mayınları da can almaya devam ediyor

Danimarka uyruklu bisikletçi Torbjorn Haubroe Methmann’ın hafta sonu Kani Masi bölgesinde mayına çarparak hayatını kaybetmesinin ardından PKK’nin kullandığı kara mayınları ve yine PKK’nin daha önce imzaladığı uluslararası anlaşmalar gündeme girdi. Danimarkalı bisikletçinin yaralanmasından sonra HPG bir açıklama yayınlamış ve Methmann’ın hayatını kaybettiği olayla ilgileri olmadığını iddia etmiş “biz kara mayınları kullanmıyoruz” demişti. Oysa ki sadece son bir yıl içinde PKK’nin Duhok ili sınırına döşediği 10 ayrı mayın vakası basına yansımıştı. PKK’nin Danimarkalı bisikletçinin ölümünü gerçekleştiren mayının kendilerine ait olmadığını söylemesi ebetteki gerçeği yansıtmıyor. Fakat PKK’nin bir yandan terör listesinden çıkmak için gösterdiği gayret öte yandan da kendisine meşruiyet kazandırmak için imzaladığı anlaşmalar nedeni ile açıklamayı neden böyle yaptığını ortaya koyuyor. PKK’nin askeri kanadı HPG 2006 yılı temmuz ayında İsviçreli sivil toplum örgütü Geneva Call arasında “Anti personel Kara Mayınları Yasaklama Deklarasyonunu” imzalanmıştı. Bu anlaşm Olayın meydana geldiği Nivişkan köyü sakini İbrahim Muhammed, kendisinin de iki köylüyle birlikte PKK'nin iki yıl önce bölgeye yerleştirdiği iddia edilen bir mayın nedeniyle yaralandığını söyledi. Muhammed, "Aynı bölgede iki kişiyle birlikte (mayınlara çarparak) yaralandık ama o dağın arkasından buraya gelen farklı bir yol kullandık. Geçen yıl bizim köyden de bir kişi daha öldü" diye konuştu. aya göre HPG ne askeri nede sivil alanda kara mayınları kullanmayacağını deklere ediyordu. Anlaşma metinde şu ifade yer alıyor: Anti-personel mayınların tamamen kökünü kazıma yolunda mühim bir aşama meydana getiren 1997 Ottowa Anlaşması’yla düzenlenen anti-personel mayınların topyekûn yasaklama ölçüsünü kabûl ederek; Netice itibârıyla, mevcut olana, aşağıdaki lâfızlar çerçevesinde, gösterişli bir biçimde katılıyoruz.” Yani PKK her koşulda Anti-Personel mayın kullanmamayı taahhüt etmiş oluyor. ANF’de geçen habere göre ise HPG adına anlaşmayı Bahoz Erdal Kandil’de imzalıyor. Anlaşma tarihi 15 Temmuz 2006. Yani üzerinden 16 yıl geçmiş ve bu süre zarfından PKK’nin mayın kullandığına dair pek çok bilgi bulunuyor. PKK mayınlarının en yaygın kullanıldığı alan ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları dahilinde. Yani PKK imzaladığı anlaşmayı sadece Türkiye’ye karşı mayın döşememe sözü vermiş gibi hareket ediyor, Kürdistan topraklarını ise mayınlıyor. PKK’nin özellikle 2018 yılından bu yana Duhok il sınırları içindeki Berwari Bala, Haftanin köyleri, Metina alanı, Duhok Amediye yolu üzerinde pek çok kez döşediği mayınlar ele geçti. PKK iki yıl önce yılda bir Çemanke de bir Peşmerge aracının geçişi esnasında da bir mayın patlatış daha sonra uzun namlulu silahlar ile araca saldırmıştı. Bu saldırı da Heriş Cewher adındaki Peşmerge şehit olmuştu. Ayrıca geçtiğimiz yıl 15 Eylül tarihinde Peşmergelerin yoluna mayın döşemişti. Yani yansıyan vakalara göre PKK güçleri Türkiye’den çok Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde, TSK’dan çok Peşmerge güçlerine karşı mayın döşüyor. Mayınları döşeme biçimde bunun belli bir sistematiği olduğunu gösteriyor. PKK yaklaşık 35 yıldır denetiminde olan Güney ve Kuzey Kürdistan sınırına 20-40 km derinliğine Türkiye girdikten sonra kendisi da daha içeri bölgelere doğru girdi. Şu anda en yoğun olarak Hewler ve Duhok il sınırları içindeki yerleşim yerlerinde bulunuyor ve en çok mayını da buralarda kullanıyor. Bu nedenle halk hayvanlarını, ormana ağaç toplamaya, mevsimlik yenilecek ot toplamaya gidemiyor. Bu da halkın ekonomik anlamda ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalmasını getiriyor. Son olarak Danimarkalı turistin hayatını kaybettiği alanda daha öncede halk PKK mayınlarına çarpıyor. Olayın meydana geldiği Nivişkan köyü sakini İbrahim Muhammed, kendisinin de iki köylüyle birlikte PKK'nin iki yıl önce bölgeye yerleştirdiği iddia edilen bir mayın nedeniyle yaralandığını söyledi. Sivil gözlemciler Geneva Call adlı örgütle de bağlantıya geçilmesini ve PKK üzerinde arazi mayınlamaya dönük bir baskı kurulmasını öneriyorlar.

 Danimarka uyruklu bisikletçi Torbjorn Haubroe Methmann’ın hafta sonu Kani Masi bölgesinde mayına çarparak hayatını kaybetmesinin ardından PKK’nin kullandığı kara mayınları ve yine PKK’nin daha önce imzaladığı uluslararası anlaşmalar gündeme girdi.

Danimarkalı bisikletçinin yaralanmasından sonra HPG bir açıklama yayınlamış ve Methmann’ın hayatını kaybettiği olayla ilgileri olmadığını iddia etmiş “biz kara mayınları kullanmıyoruz” demişti. Oysa ki sadece son bir yıl içinde PKK’nin Duhok ili sınırına döşediği 10 ayrı mayın vakası basına yansımıştı. PKK’nin Danimarkalı bisikletçinin ölümünü gerçekleştiren mayının kendilerine ait olmadığını söylemesi ebetteki gerçeği yansıtmıyor. Fakat PKK’nin bir yandan terör listesinden çıkmak için gösterdiği gayret öte yandan da kendisine meşruiyet kazandırmak için imzaladığı anlaşmalar nedeni ile açıklamayı neden böyle yaptığını ortaya koyuyor.

PKK’nin askeri kanadı HPG 2006 yılı temmuz ayında İsviçreli sivil toplum örgütü Geneva Call arasında “Anti personel Kara Mayınları Yasaklama Deklarasyonunu” imzalanmıştı. Bu anlaşmaya göre HPG ne askeri nede sivil alanda kara mayınları kullanmayacağını deklere ediyordu. Anlaşma metinde şu ifade yer alıyor: Anti-personel mayınların tamamen kökünü kazıma yolunda mühim bir aşama meydana getiren 1997 Ottowa Anlaşması’yla düzenlenen anti-personel mayınların topyekûn yasaklama ölçüsünü kabûl ederek; Netice itibârıyla, mevcut olana, aşağıdaki lâfızlar çerçevesinde, gösterişli bir biçimde katılıyoruz.” Yani PKK her koşulda Anti-Personel mayın kullanmamayı taahhüt etmiş oluyor. ANF’de geçen habere göre ise HPG adına anlaşmayı Bahoz Erdal Kandil’de imzalıyor. Anlaşma tarihi 15 Temmuz 2006. Yani üzerinden 16 yıl geçmiş ve bu süre zarfından PKK’nin mayın kullandığına dair pek çok bilgi bulunuyor.

PKK mayınlarının en yaygın kullanıldığı alan ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları dahilinde. Yani PKK imzaladığı anlaşmayı sadece Türkiye’ye karşı mayın döşememe sözü vermiş gibi hareket ediyor, Kürdistan topraklarını ise mayınlıyor.  PKK’nin özellikle 2018 yılından bu yana Duhok il sınırları içindeki Berwari Bala, Haftanin köyleri, Metina alanı, Duhok Amediye yolu üzerinde pek çok kez döşediği mayınlar ele geçti.

PKK iki yıl önce yılda bir Çemanke de bir Peşmerge aracının geçişi esnasında da bir mayın patlatış daha sonra uzun namlulu silahlar ile araca saldırmıştı. Bu saldırı da Heriş Cewher adındaki Peşmerge şehit olmuştu.  Ayrıca geçtiğimiz yıl 15 Eylül tarihinde Peşmergelerin yoluna mayın döşemişti.

Yani yansıyan vakalara göre PKK güçleri Türkiye’den çok Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde, TSK’dan çok Peşmerge güçlerine karşı mayın döşüyor. Mayınları döşeme biçimde bunun belli bir sistematiği olduğunu gösteriyor. PKK yaklaşık 35 yıldır denetiminde olan Güney ve Kuzey Kürdistan sınırına 20-40 km derinliğine Türkiye girdikten sonra kendisi da daha içeri bölgelere doğru girdi. Şu anda en yoğun olarak Hewler ve Duhok il sınırları içindeki yerleşim yerlerinde bulunuyor ve en çok mayını da buralarda kullanıyor. Bu nedenle halk hayvanlarını, ormana ağaç toplamaya, mevsimlik yenilecek ot toplamaya gidemiyor. Bu da halkın ekonomik anlamda ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalmasını getiriyor.

Son olarak Danimarkalı turistin hayatını kaybettiği alanda daha öncede halk PKK mayınlarına çarpıyor. Olayın meydana geldiği Nivişkan köyü sakini İbrahim Muhammed, kendisinin de iki köylüyle birlikte PKK’nin iki yıl önce bölgeye yerleştirdiği iddia edilen bir mayın nedeniyle yaralandığını söyledi.

Sivil gözlemciler Geneva Call adlı örgütle de bağlantıya geçilmesini ve PKK üzerinde arazi mayınlamaya dönük bir baskı kurulmasını öneriyorlar.

Diğer Haberler