Duhok İl Meclisi Başkanı Fehim Abdullah, “tiyatro” diye nitelendirdiği TSK ile PKK arasında sınır bölgelerinde yaşanan çatışmalardan en çok bölgedeki sivil halkın zarar gördüğünü, Irak hükumetinin de buna karşı herhangi bir adım atmadığını söyledi. Abdullah, “Nizami bir ordunun böyle alelacele gelip buralara ulaşması bizi, çatışan iki taraf arasında Kürdistan Bölgesi’nin işgal edilmesi için bir anlaşma olduğuna dair daha çok şüphe içerisine itiyor” diye konuştu.
Rûdaw TV’de Şehyan Tahsin’in sunduğu bültene konuk olan Fehim Abdullah, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kürdistan Bölgesi toprakları ve özellikle de Duhok’taki sınır bölgelerinde PKK’ye yönelik sürdürdüğü askeri operasyonlar ve sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
PKK Köylerin imar edilmesini engelledi
“Maalesef, Zap ve Avaşin arasındaki bölgelerde yaşanan çatışmalar sivillerin hayatı çok ama çok olumsuz etkiliyor” diyen Abdullah, “Bu bölgelerdeki bazı köyler Enfal soykırımı döneminde yani 34 yıl önce boşaltıldı. Köyler boşatıldıktan sonra PKK Baas rejimi ile işbirliği halinde o bölgelere yerleşti. Bu nedenle bugüne kadar o köyler inşa edilemedi, insanlar evlerine geri dönemedi” dedi.
Zaho’dan Amedi’ye kadar sınır bölgelerinde yaklaşık 400 köyün bulunduğunu belirten Abdullah, “Çatışma bölgelerine yakın olan bu köyler boşaltılır ve insanlar şehirlere yerleşmeye kalkarsa yaşanacak olan zarar ve ziyanın haddi hesabı olmaz. Özelikle de bu sürekli devam eden bir savaş. Dönem dönem çatışmalar diğer köylerin sınırlarına da yakınlaşıyor ve savaş ateşinin yaklaştığı köylerde insanlar can güvenliği nedeniyle oralarda barınamıyor, hayatlarını sürdüremiyor” ifadelerini kullandı.
Fehim Abdullah, “Bugün operasyonun sürdüğü Zê Ovası, yani Ziriyê’den Şeladize’ye, Dereluk ve Amedi’ye kadarki bölgede yaşayan insanların hayatı da maalesef ki tehlike altında. İnsanlar bu durumda yarının bugünden daha güvenli olabileceğine ihtimal vermiyor” diye konuştu.
Abdullah, mevcut durumda bombardımanların Gare, ve çatışmaların sınırdan uzak olan Akre ilçesine bağlı Dinarte kasabası, Çemanke köyü gibi yerleşim yerlerinin de boşaltılma tehlikesi altında olduğunu söyledi.
Savaş sanki sırf siviller zarar görsün diye yapılıyor
Duhok İl Meclisi Başkanı Fehim Abdullah, çatışma ve bombardımanlar nedeniyle bölgede yaşayan zarara ilişkin bir rapor olup olmadığına dair bir soruya yanıt verdi.
İl Meclisi olarak geçmişten bugüne kadar sürekli bu bölgelerde hasar tespiti yaptıklarını ve rapor çıkardıklarını dile getiren Abdullah, şöyle devam etti:
“Fakat süreç devam ediyor. Sürekli bombardıman ve çatışmalar altında olan bölge sonucu olmayan bir savaş meydanı olmuş durumda. Nasıl tarif edeceğimizi bilemediğimiz bir savaş durumu bu. Savaş yorumcuları gelip bakarsa inanın ‘sırf bu bölgelerin yerle bir edilmesi için devam eden bir savaş’ der. Çünkü zarar gören bizim insanlarımızdan başkası değil. Defalarca Parlamentodan komisyonlar, İl Meclisi heyetleri zararları araştırdı. Ama en büyük zarar doğamızın gördüğü büyük zarardır ki asla telafi edilemez. Ormanlarımız, tarihi mekanlar tehdit altında. Buralarda gelişmiş silahların kullanılması, tahrip edilmesi telafi edilemez zararlara yol açıyor.”
“Bağdat yükümüzü hafifletmiyor”
Bölgede bu durumdan mağdur olan ve zarar gören sivillerin şu ana kadar tazmin edilmediğini dile getiren Abdullah, “Maalesef ki bu savaş halkımızın içinde veya tarafı olduğu bir savaş değil. Komşu bir ülke bizim ülkemizi işgal etmek için gelmiş. Bir çok defa Irak Parlamentosundaki vekillerimiz bir çok defa raporlar hazırladı, bölgeye komisyonlar getirdi. Ancak Bağdat herhangi bir adım atmadı. Yükümüzü hafifletmek için bir adım atmak yerine bu insanların yerlerinden olmasını, kamplara yerleşmesini ve sonra hayır işliyormuş gibi iyilik yapmayı bekliyor. Bu konuda son derece vurdumduymaz yaklaşıyor. Arada bir utangaç bir şekilde kınama mesajları yayınlamaktan başka bir şey yaptıkları yok. Bu konuda Kürdistan Bölgesi Hükumetine de sorumluluk düşüyor” yorumunu yaptı.
“Sınırlarda neler yaşandığı biliniyor, basın saat saat bölgede yaşanan gelişmeleri aktarıyor” diyen Abdullah, “Buradaki durumdan haberdar olmadığını söylemek için kimseye bir bahane kalmıyor, ne Irak hükumetine, ne Birleşmiş Milletler’e, ne de diğer uluslararası kurumlara. Herkes bu durumdan haberdar ve umarız her biri kendi konumu ve ağırlığına göre bu yaşananlara bir sınır konulması için çaba içerisinde olur. Eğer böyle olmazsa bugün sınırlarımızda gördüğümüz bu tiyatro Duhok ile sınırlı kalmaz, Kürdistan Bölgesi’nin büyük bir bölümünü de bu sonuçsuz savaşa kurban eder” ifadelerini kullandı.
PKK ve TSK savaşı Kürdistan Bölgesi üzerinde bir komplo ve bir plan gibi görünüyor
Fehim Abdullah, “PKK ne istediğini bilmediği gibi Türkiye’de başka bir ülkenin topraklarını işgal etmek, egemenliğini ihlal etmek için bir kaç silahlı unsuru bahane ediyor. Bu bize Kürdistan Bölgesi üzerinde bir komplo ve bir plan gibi görünüyor” dedi.
Zamanında Peşmerge olduğu için bu bölgeleri çok iyi bildiğini ifade eden Abdullah, “Bilmeyenler için söylüyorum. Kurejar ile sınır arasında uzun bir mesafe var ve bu bölge son derece sarp, engebeli bir bölgedir. Coğrafik olarak en zor bölgedir. Zamanında Peşmergeydik ve çok iyi biliyoruz buraları. Derin vadileri var. Nizami bir ordunun böyle alelacele gelip buralara ulaşması bizi, çatışan iki taraf arasında Kürdistan Bölgesi’nin işgal edilmesi için bir anlaşma olduğuna dair daha çok şüphe içerisine itiyor” yorumunu yaptı.
Kardeş dediğiniz geliyor ve evinizde özgür yaşamınıza izin vermiyor
“PKK zamanında Irak sınır muhafızlarının ve daha sonra Peşmergelerin görevlerini icra etmek için buralara gitmesini engelliyordu” diyen Fehim Abdullah, “Biliyorsunuz, Başkan Barzani kardeş kavgasını haram kabul etti. Ben PKK’nin bunu bir fırsat olarak yerleşim yerlerimize, yollarımıza zarar vermek için kullandığını düşünüyorum. Size kardeşim” dedi.
Fehim Abdullah, “Raperinden sonra bu bölgenin yeniden inşa edilmesi gerekiyordu. Buradaki halk devrimler boyunca Peşmerge ile birlikte hareket etti, tazmin edilmeleri gerekiyordu. Ama düşünün kardeşiniz geliyor ve evinizi işgal ediyor, evinizde özgür yaşamanıza izin vermiyor. Bu da bir çeşit işgaldir. Bunu görmek de bizim için büyük bir üzüntü kaynağıdır” diye belirtti.