PKK Barzanilere neden düşman?

PKK Barzanilere neden düşman? Nakşibendilik, Kürt aşiretleri, Şeyh Said, Ubeydullah Nehri, Kürt miliyetçiliği, Leyla Zana,

PKK’nin Kürdistan Bölgesinin statüsüne dönük saldırıları devam ediyor. Bu saldırıların son halkasını ise “Barzani ailesinin ne kadar parası var” argümanı kullanılarak yapılıyor. Peki bu durum sadece PKK’nin Barzani Ailesine karşıtlığı mıdır, yoksa derinlerde çok daha farklı bir amaç mı vardır? Eğer bir inceleme yapılırsa her şeyin çok farklı olduğunu göre biliriz.

PKK şu anda diğer Kürdistan parçalarındaki Kürtlere Güney Kürdistanı yani Kürdistan Bölgesini tehlikeli, yıkılması gereken ve düşman bir yapı olarak göstermeye çalışıyor.  Kürtlerin tek kazanılmış resmi statüsüne Kürtleri düşman etmeye çalışan PKK’nin yaptığı Kürt ve Kürdistan düşmanlığıdır. Bu düşmanlık ince ve derin bir biçimde yürümektedir. Bu plan PKK aklının çok üstünde bir akıl tarafından planlanmakta ve idare edilmektedir. Açık söylemek gerekirse PKK uzun yıllar bu misyon için eğitildi ve bu çevreler tarafından semirtildi. Plan şudur; “PKK’yi eğit donat ve Kürtlere saldırt”.

PKK’nin anti Kürdistani duruşundaki temel stratejisinden birincisi Kürtlerin zihinsel olarak manipüle edilmesi, ikincisi ise sosyolojik olarak dejenere edilmesidir. Bunun içinde kullandığı en temel argüman düşüncel alandır. Öcalan’ın yıllarca yazıp çizdikleri, konuştukları ve servis edilen düşüncelerin hepsi anti Kürt karakterlidir. PKK bu zihinsel manipülasyonu kullanmak için medyayı çok iyi kullanmıştır. Fakat PKK medyası bir anti Kürt medyasıdır.

PKK’nin yoğun olarak 1990’lardan Kürtlerin ve Kürdistan’ın bünyesine ait olmayan şeyler üretmiştir. Bu bünyenin kendi içindeki değişimi değildir. Bu bozulmuş sosyal dokudur. Yani  bünyenin içindeki habis bir urdur. Yani Kanser.

Kanserde önce yapısı bozulmuş bir hücre oluşur. Bu hücre hem kendisi çoğalır hem var olanları kendine benzetir. Sağlıklı hücrelerde kanserleşir. Bağışıklık sistemi çöker, vücut kendini savunamaz ve hastalık bünyeyi ele geçirir.

PKK’nin Kürdistan’daki misyonu tam olarak bu kanserli hücredir. Çünkü PKK, Kürtleri Kürt yapan her şeye saldırmıştır ve saldırmaktadır.  PKK Kürtlerin tüm katliamlara rağmen yok olmasını engelleyen Kürtlerin tutunduğu tüm dalları gerici gösterip kesmektedir. PKK Kürtlerin Kürt olarak kalmasını sağlayacak her şeyi ele geçirip kök hücreyi bozmaya çalışıyor. Kanser olma durumu bedenin yoldan çıkması, kendisi olmaktan çıkmasıdır. PKK’de Kürtlere tam olarak bunu yapıyor.

PKK, Kürtlerin uluslaşma sürecini tamamlayarak devletleşmesine gidecek tüm yolları kapatmak için uğraşıyor. Bunun için PKK Kürtlerin ekonomisine saldırıyor, Kürtlerin Kültürüne saldırıyor, Kürtlerin tarihine saldırıyor, Kürt partilerine saldırıyor, Kürtlerin yurtsever düşüncelerine saldırıyor, Kürt şahsiyetlere saldırıyor, Kürt tarihindeki motiflere saldırıyor. Bu nedenle PKK’nin Kürdistan Bölgesine saldırısı Kürtlere dönük saldırısının ilk halkası değildir, son halkasıdır. Tek tek PKK’nin Kürtler içinde düşmanlık yaptığı değerleri inceleyin hepsinin Kürtlüğü ayakta tutan değerler olduğunu göreceksiniz.

Mesela, PKK, 19. ve 20. Yüzyıl boyunca yok olmaktan kurtaran aşiretlere saldırıyor.  PKK, aşiretler yok edilmesi gereken gerici yapılardır diyor. Aşiretlere karşı savaş açıyor. Oysaki aşiretler Kürtleri yok olmaktan kurtarmış yapılardır. Aşiretlerin Kürt sosyolojisinin sığındığı en eski ve sağlam bir kaledir.  Bunun için Kürt uluslaşması aşiretlere düşman olarak değil aşiretlerin varlığını tanıyarak ve onun üzerinden yükselmeliydi. PKK Kürt uluslaşmasını baltalamanın ilk yolu olarak aşiretleri düşman ve gerici ilan etti.

PKK İslam’ın Şafi mezhebine savaş açtı. Şafiiliği gerici ve yok edilmesi gereken bir inanç formu olarak gösterdi. Oysa ki Kürtler içinde 19’uncu ve 20’inci yüzyılın direnişlerinin büyük çoğunluğu şafi Kürtler üzerinden gerçekleşmişti.

PKK tarikatlara savaş açtı. Özellikle de Nakişbendiliği Kürtlere düşman gibi gösterdi. Oysa ki Nakşibendilik dahil olduğu toplumda milliyetçi düşünceleri besleyen bir yapıya sahipti. Nakşibendiler hep gelenekçi bir milliyetçiliğe ön ayak olmuşlardı. Kürt içinde de böyleydi. Şeyh Said, Şeyh Ubeydullah vb. birçok lider ve bu liderlerin başkaldırılarına destek veren aşiretler Nakşibendi’ydi. Fakat PKK bunlara da karşıydı. Hatta Öcalan 1993 yılından sonra açık açık “Şeyh Said İngiliz ajanıydı” minvalinde şeyler söyledi. 1997 Mart ayında yayınladığı çözümler adlı bir kitapta “Norşin Şeyh geleneği kökü kurutulması gereken bir yapıdır. Bitlis bunun için gericiliğin yeridir, Bize Bitlis’ten katılanlar bunun için devrimcileşmiyor, PKK’lileşmiyor” demiştir.

PKK aile kurumuna savaş açmıştır. Aile gericidir, yıkılmalıdır demiştir.

PKK Kuzey Kürdistan’daki milli duygulara sahip parti, örgüt ve şahsiyetlere de savaş açtı. Ya içine alarak eritmek istedi ya düşmanın hedefi haline getirdi ya da kendisi diskalifiye etti. 1990’larda legal siyaset alanına bakınca PKK’nin yok ettiği milliyetçi kuşağı çok net göre bilirsiniz. Bunlardan biri de Leyla Zana’dır. Hep denir “Leyla Zana nerede”? Sadece Leyla Zana değil, Kürt milliyetçisi herkes PKK’nin hedef olmuştur. Bağımsız duran her Kürt PKK’nin hedefi olmuştur.

PKK Kürt dilini, Kürt müziğini ve Kürt motiflerini de dejenere etmiştir. PKK Kürt bayrağına düşmandır. PKK Kürt tarihindeki şahsiyetlere düşmandır. Hepsini yok edip yerine kendini ikame etmeye çalışıyor.

Aslında hepsini toplayınca şunu göre bilirsiniz: PKK Kürt milliyetçiliğine kaynak olacak her şeye savaş açmıştır. Kürtleri devlet yapacak her şeye savaş açmıştır. Tüm bunlarda net olunca PKK’nin neden Barzani karşıtlığı yaptığı çok net olarak görüle bilir. Çünkü Barzani adı bir ailenin adından çok fazlasıdır. Barzani siyasal bir düşünce biçimi ve bir eylem yöntemidir. Barzanilik Ahmedi Xani’den Nehri’ye uzanan bir Kürdistani çizgidir.

PKK, 100 yıldan uzun bir zamandır Kürt halkına öncülük yapan, binlerce şehidi olan, binlerce insanı hala Peşmerge olan, binlerce insanı sürgüne gitmiş bir yüz yıldan uzun bir zamandır Kürdistan davasını omuzlayıp uluslararası siyasetin gündemi yapan Barzanilere de bunun için düşmandır. PKK Barzanilerin Kürtleri devletleştirme ve ulusallaşma sürecini tamamlama ihtimaline düşmandır.  PKK’nin Barzani düşmanlığı Kürdistan düşmanlığının yansımasıdır. Ahmedi Xani’ye, Şeyh Saide, Şeyh Ubeydullaha ve bu geleneğe düşmanlıktır.

Bu öyle bir düşmanlıktır ki PKK’nin başkanı Abdullah Öcalan imralı’da bir klozetin kenarına oturup bir Türk askerine “Erbil’i beraber alalım, Barzani’yi nefes alamaz biçimde Türkiye’ye bağlarız” diye bilmiştir. Şimdi klozet kenarında Türk devletine hizmet etmek isteyen Öcalan’a önder diyen insanların Barzani çizgisini karalamaya çalışıyor.

Yani PKK’nin saldırdığı Barzaniler, onların mal varlığı, yöneticiliği değildir. PKK’nin öfkesi Kürtlerin milliyetçileşmesi ve Kürtlerin devlet olma ihtimalinedir.

Diğer Haberler