Ceylan Önkol yaşasaydı 24 yaşında olacaktı

Ceylan Önkol yaşasaydı 24 yaşında olacaktı

Ceylan Önkol 28 Eylül 2009’da, Diyarbakır, Lice’nin Şenlik (Sıpéni) köyüne bağlı Hambaz (Xambaz) mezrasında koyun otlatırken meydana gelen patlamada hayatını kaybedeli 12 yıl oldu. Ceylan vurulduğu zaman 12 yaşındaydı. Evinden hayvanları otlatmaya götüren Ceylan Önkol yaşanan patlama sonrası hayatını kaybetmişti.

97 doğumlu Ceylan Önkol’un cenazesi 6 saat boyunca yerde kalmış, savcı can güvenliği gerekçesiyle olay yeri incelemesini 3 gün sonra yapmıştı. Annesi Ceylan Önkol’un cansız bedenini eteğinde taşımıştı.  Ceylan Önkol’un hayatını kaybettiği yer, Bingöl-Diyarbakır sınırının Bingöl tarafındaki Tabantepe askeri birliğinin, Abalı ve Yayla jandarma karakollarının üçgeninde yer alıyordu.

Önkol’un ölümüyle ilgili raporlar Jandarma Komutanlığı ve Emniyet tarafından hazırlandı, bu raporlarda Önkol’un patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu, patlamanın bu şekilde gerçekleştiği iddia edildi.

Önkol Ailesi ise bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığını kanıtladığını ifade etti. 2010’da Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.

Mayıs 2012’de ise soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik talepler reddedildiği ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM’e başvuruldu. Avukatlar farklı tarihlerde yapılan iki başvurunun birleştirilerek değerlendirileceğini söyledi.Ceylan Önkol’un ölümüne ilişkin kimse yargılanmazken, dosya 2014’te zamanaşımına bırakıldı.

 “Eteğime koydum ciğer parçalarını…”

Annesi ise o günü şu sözlerle anlatmıştı: “Evden çıkarken ‘Makarna pişir de, dönünce yiyeyim’ dedi. Çıktıktan 5-10 dakika sonraydı.  Bir uğultu duydum. Ağabeylerine seslendim. Hele gidin bakın, bu bomba nereye düştü? Koştum, ‘Rıfat’ dedim, ‘Bırak ben anayım, ben de göreyim. Açtım örtüyü.  Bağırsakları ve ciğerleri yerdeydi. Kendi ellerimle ciğerlerini topladım. Eteğime koydum ciğer parçalarını.”

Diğer Haberler