KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Sozdar Avesta’nın ANF’de bir konuşması yayınlandı. Aslında Sozdar Avesta PKK’nin sadece vitrinde kullandığı etkisiz bir elemanı. Fakat ebetteki söyledikleri PKK’nin Şengal siyasetinin bir parçası. Hatta Sozdar Avesta kendi kimliği ile bu siyasetin bir parçası. Sozdar Avesta Şengal’de 2 Ağustos 2014 tarihinde başlayan 73’üncü Ezidi fermanından sonra Ezidi kimliği ile piyasaya çıktı. Şu anda dünyadaki tüm Ezidilerin temsilcisi gibi hareket ediyor. Oysaki gerçekte Sozdar Avesta PKK’nin Şengal’e atadığı bir kayyumdur.
Kendisi de Ezidi bir aileden gelen Sozdar Avesta Şengal’li değil. Beşiri Ezidilerinden ve küçük yaşta Avrupa’ya gitmiş. Şengal’de DAİŞ’nin saldırılarılara kadar Ezidiler için bir taş atmamış biridir. Şengal Ezidilerin durumu da diğer yerlerdeki Ezdilerden çok farklıdır. Gerçeğe bakarsanız Avrupa’ya yerleşmiş 40-50 yıldır Avrupa koşullarında yaşayan bir Ezidi’nin Şengal’de içme suyu bulamayan, 45 derece sıcakta, toprak damlı evde yaşayan bir Ezidi adına konuşması gerçekçi değildir. PKK şu anda Şengal’de küçük bir topluma hitap ettiği için Ermenistan, Rusya ve Avrupa’dan Ezidilerle sayıyı çok göstermeye çalışıyor. Birbirleri ile duygudaşlık içinde olabilirler ve olmalılarda. Fakat farklı siyasal ve sosyal koşullarda yaşamaktadır. Sorunları bambaşkadır. Bu nedenle de birbirleri adına söz söyleme hakkına sahip değiller. Hele Sozdar Avesta hiç değil.
Aslında PKK Şengal’deki Ezidi toplumunun eğitimsizliğini, dış dünya ile bağlantısızlığını ve kendi içinde örgütlü olmamasını istismar ediyor. PKK Ezidi toplumunu cahil görüyor, bu nedenle Ezidi toplumunu sonuna kadar sömürüyor. Bunun içinde Çıra TV gibi yayın organlarında Ezidi toplumunu negatif- kara bir propaganda bombardımanına tutmuş durumda. Bunun bir ayağını da Sozdar Avesta oluşturuyor. PKK, Sozdar Avesta’nın Ezidi kimliğini istismar ediyor. Sozdar Avesta’da Ezidilerin yaralarını ve acılarını istismar ediyor. Döngü böyle devam ediyor.
Avesta’nın bu gün ANF’de yayınlanan bir konuşmasında Irak ve Kürdistan Bölgesi ve BM arasında imzalanan Şengal anlaşmasına dair bir yorum vardı. Avesta’nın konuşmasında şu ifadeler yer alıyor: “Anlaşma nedir? Anlaşma Şengal’in boşaltılması, Şengal halkının iradesinin kırılması, Şengallilerin Şengal’den çıkarılmasıdır”. İşte sözünü ettiğimiz Ezidileri kandırma burada başlıyor. Ezidilerin kurtuluşu için biricik olan bir anlaşma PKK tarafından böyle lanse ediliyor. Avesta hızını alamayıp tüm Ezidiler adına da şunu söylüyor. “ Ezidiler bu anlaşmayı hiçbir zaman kabul etmeyecek, onlarında söylediği gibi sonuna kadar direnecekler”. Oysaki bu sözü Ezidi halkı söylemiyor. Şengal’lilerin yüzde 80’i hala Duhok’taki kamplarda yaşıyor. Geriye kalan yüzde yirmilik bölümün ise ancak yüzde 5’i PKK etrafında kümelenmiş. Bu yüzde 5’inde yarısı çocukları YBŞ içinde olduğu ve maaş aldıkları için sesini etmiyor. Yani PKK’nin Şengal’deki Ezidi desteği yüzde 3 gibi bir şeydir.
Şengal’de halk büyük bir yoksulluk içinde yaşıyor. Sozdar Avesta tuzu kuru, Ezidiler adına her şeye karar veriyor fakat Ezidilerin çektiği zorluklardan haberi yok. Kendisi bir gün İran güvencesi altında Süleymaniye’de bir gün Qamislo’da güvenliği ve hizmetlileri ile yaşıyor. Elini soğuk sudan sıcak suya sokmuyor. Sonra da 45 derece, içme suyu bulamayan, yoksul insanlar adına direnme kararı alıyor. Ne adına direnme? PKK’nin İran ile gizli ajandası için mi?
Sozdar Avesta’ya söylenecek tek şey vardır: Eğer gerçekten Ezidilere karşı küçük bir vefa ve saygısı varsa öncelikle Ezidilerin Şii hilalı projesinin kurbanı olmasını engellemelidir. Eğer biraz Ezidi toplumuna acıyor ve vicdanlı yaklaşmak istiyorsa PKK’nin Şengal halkını canlı kalkan olarak kullanmasını ve Şengal’i Türklerin hedefi haline getirmesini engellemelidir.
Eğer Sozdar Avesta’da zerre Ezidilik varsa Ezidilerin Irak bayrağı altına itilmesini, Kürdistan düşmanı haline getirilmesini engeller. Şu anda Ezidileri kurtaracak tek şey vardır o da 9 Ekim anlaşmasıdır.
