Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, Eylül Devrimi’nin 59’uncu yıl dönümüne ilişkin yayımladığı mesajda, “Kürdistan Federe Devleti bugünkü kazanımlarını Eylül devrimine borçludur. Hak ve Özgürlükler Partisi olarak, bugünkü kazanımlara zarar veren tüm girişimleri kınıyoruz” dedi.
HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, Eylül Devrimi’nin 59’uncu yıldönümü vesilesiyle yazılı bir mesaj yayımladı.
Kürdistan tarihine yazılmış olan Eylül Devrimi’nin “ulusal hakların kazanılması için yapılmış bir başkaldırı” olduğunu belirten Epözdemir, “Güney Kürdistan’da bugünkü özgür yönetimin temeli 11 Eylül Devrimi ile atıldı. Kürtlerin efsanevi lideri Mela Mıstefa Barzani önderliğindeki 11 Eylül 1961 Devrimi’nin üzerinden 59 yıl geçti. Güney Kürdistan halkı o gün, gelecek özgür günlerininin temelini atmak üzere ayaklanarak Kürt ulusunun haklarını korumak, özgür ve demokratik bir Kürdistan kurmak için topyekün bir ayaklanmaya girişti” dedi.
“Mela Mıstefa Barzani, Kürdistan halkına direniş çağrısında bulundu”
“Mela Mıstefa’nın 59 yıl önce yaktığı bu özgürlük meşalesi Kürdistan’da yaşayan tüm dini ve etnik grupları BAAS rejimine ve sömürgeciliğe karşı devrim saflarında birleştirmeyi başardı” diyen Epözdemir, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bilindiği gibi Mela Mıstefa Barzani, 1946 yılında Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasının ardından Peşmerge güçlerini de yanına alarak Rusya’ya (SSCB) sığındı. Barzani, General Abdulkerim Kasım’ın 1958 yılında Irak’ta darbe yaparak yönetimi ele geçirmesinden sonra, yaptığı bir açıklamada ‘Kürdlerin haklarını tanıyacağını, özerklik vereceğini’ ilan etmişti. Bunun üzerine Mela Mıstefa, Rusya’dan Kürdistan’a dönmeye karar verdi. Ne var ki Abdulkerim Kasım, verdiği sözde durmayarak, Kürtleri bir kez daha tuzağa düşürmek istedi. Bu beklenmedik bir ihtimal değildi ve bu ihtimali göz önünde tutmuş olan Barzani usta bir manevra ile Kürdistan halkını darbeci yönetime karşı direnmeye çağırdı. Mela Mıstefa Barzani 11 Eylül 1961 yılında Irak hükümetine karşı genel bir ayaklanma için Kürdistan halkına direniş çağrısında bulundu. Bu çağrıya Kürdistan’daki tüm etnik ve dinsel kesimler katıldı. Bu genel ayaklanma Irak rejimini bir hayli güçsüz hale getirdi. Ayaklanma 9 yıl sürdü ve sonuçta rejim Kürtlerle uzlaşmak için görüşme talebinde bulundu.
11 Mart 1970 yılında Irak yönetimi, Kürdistan halkının efsanevi lideri Mela Mıstefa Barzani ile anlaşmaya vararak Kürdistan halkının siyasi, ekonomik ve kültürel haklarını tanıyan bir özerkliği imzalamak zorunda kaldı. Ama bir kez daha Irak rejimi anlaşmadan caydı. Rejim, Kürtlere özerklik ön gören koşulların hiç birini yerine getirmedi. Bu nedenle Kürdistan halkı Barzani önderliğinde 12 Mart 1974 yılında bir kez daha ayaklanmaya karar verdi.
Barzani ve Irak rejimi arasında 11 Mart 1971 yılında imzalanan Otonomi Anlaşması Kürt karşıtı bölgesel nizamın oluşması ve bunun sonucunda İran ve Irak’ın ‘Şat-ul Arap’ konusunda uzlaşma sağlayarak 1975 yılında ‘Cezayir Anlaşması’ ile birlikte Kürdistan halkı bir kez daha ulusal haklarından yoksun bırakıldı. Otonomi hakkı Saddam tarafından tek taraflı olarak lağvedildi.
Sonraki yıllarda Irkçı Baas yönetimi ve Saddam Hüseyin ‘Enfal’ adı ile Kürdistan halkına karşı toplu katliamlara başladı. Enfal sürecinde toplam 183 bin Kürd öldürüldü. Halepçe’ye siyanür gazlı bombalar atılarak tam bir soykırıma girişildi. Kürtler bu zorba ve faşist rejime karşı da direnmeyi sürdürdü.
1990 yılında Kürdistan halkı ölüm-kalım mücadelesine girerek tüm gücü ile rejime karşı savaştı. Sonunda uluslararası güçlerin gözetiminde 36 paralele uçuşa yasak bir bölge ilan edilince Kürdistan halkı hava bombardımanlarından korunmuş oldu. Ama karadan rejimin işgal güçlerini Kürdistandan çıkarmayı başardı. Bu direnişler sonunda Kürdistan Bölgesi 1992 yılında ulusal bir yönetime ve parlamentoya kavuştu.”
“Bugünkü kazanımlara zarar veren tüm girişimleri kınıyoruz”
HAK-PAR Genel Başkanı Epözdemir, mesajının devamında, “Kürdistan Federe Devleti bugünkü kazanımlarını Eylül devrimine borçludur. Hak ve Özgürlükler Partisi olarak, bugünkü kazanımlara zarar veren tüm girişimleri kınıyoruz. Güneydeki askeri operasyonlar derhal son bulmalı ve bölge ‘gayri meşru’ silahlı kesimlerden arındırılmalıdır” dedi.
Irak devletinin 140’ıncı Maddeye riayet etmesi gerektiğini ve Kürdistan topraklarının tümünü Federe Kürdistan yönetimine bırakması gerektiğini vurgulayan Latif Epözdemir, “Irak devleti, Irak anayasasında Kürdistan bölgesi için öngörülmüş tüm edimlerini yerine getirmeli. Bunu yapmıyorsa referandum sonuçlarına saygılı davranmalı ve Kürtlerin ayrılıp kendi bağımsız devletlerini kurmasına karşı gelmemelidir” diye belirtti.
Epözdemir, mesajının sonunda, “Bu vesile ile 11 Eylül 1961 devriminde ve Enfal Soykırımı’nda yaşamını yitirmiş tüm kişileri saygı ile yad ediyor, Barzani önderliğindeki mücadeleyi selamlıyorum. 11 Eylül Devrimi Kürt halkının ulusal demokratik haklarını korumak ve genişletmek için gerçekleştirdiği haklı bir devrimdir” ifadelerini kullandı.