Raperin Kürt Ulusunun dünyaya varlığını haykırmasıdır

Bugün Güney Kürdistan halkının Saddam rejimine karşı başlattığı ‘Raperîn’inin (ayaklanma) yıldönümü. Kürdistan halkı, 1991 Mart’ında Baas rejiminin zulmüne karşı başkaldırmış, Kürdistan Bölgesi’nin bugünkü statüsünün kazanımları o dönemde ki Raperîn sayesinde elde edilmişti. Mesele sadece Güney Kürdistan’da ki kazanımlar değildir. Güneydeki Raperin her dört parçadaki Kürtlerin kaderini değiştirmiştir: 20 yüzyılın başındaki dünya paylaşım savaşlarında adı hiçbir uluslararası belgede geçmeyen, yok sayılan Kürtler ilk kez dünya sisteminde resmi olarak yerini aldılar.

Kürt halkının Güneyde bu kazanımı Kuzeydeki halk mücadelesinin de dünya gözünde meşru görünmesine yol açmıştır.
Saddam’ın Kuveyti işgal etmesi sonrası ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri ile savaşa girdi. Yıllardır Kürtlere karşı büyük bir baskı ve zulmün sürdüğü Halepçe, Enfal gibi on binlerce insanın katledildiği Güney Kürdistan halkı yaşanan savaşı bir fırsata çevirmek için harekete geçti.

Kürt halkına, Irak BAAS rejiminin zulmüne son vermek ve kendi topraklarında öz iradeleriyle oluşturacakları bir yönetim altında toplanmak ve özgür yaşayabilmek için radyo ve gazeteler yoluyla serhildan çağrısı yapıldı
5 Mart 1991’de Kürdistan halkı, Baas rejimine karşı ayaklandı ve ayaklanmanın ilk gününde Ranye ve Qeladize’yi kurtardı. Daha sonra buraya “Raperin’in Kapısı” denildi.
Ayaklanmanın (Raperin) ilk günü Çwarkurna, Bıtwen Ovası, Haciawa ve Serkepkan bölgeleri kurtarıldı.

Ertesi gün (6 Mart), Süleymaniye’ye bağlı Bazyan ve Pışder Ovası bölgeleri Saddam’ın askerlerinden temizlendi.
7 Mart günü Süleymaniye halkı ayaklanarak, sabaha karşı Emniyet Müdürlüğü ve Selam Karakolu’nu ele geçirdi.
Raperin, üçüncü gününde, Çemçemal, Halepçe, Arbat, Zarayan ve Piramagrun’ya sıçradı.

Aynı gün içinde Süleymaniye – Kerkük anayolu peşmergelerin kontrolüne geçti. 9 Mart’ta Koye, Şaklawa ve Basımra ilçelerinde halk ayaklandı. Erbil’e bağlı Soran ilçesi, Haci Omaran, Mergasor, Çoman, Spılk, Halifan, Herir, Batas, Masif, Taktak, Ağcalar ve Karahancir halkıda rejime karşı bayrak kaldırdı.

11 Mart günü Erbil halkı ayaklandı ve aynı gün içinde Kesnazan, Bınaslawa, Daratu, Kuştepe, Şawes, Birzin, Malaomer, Cadide, Topzawa, Kewrgosk, Bahırka ve Berhuştır bölgelerinden rejim güçleri çıkartıldı.

Hanakin ve Celavla ilçelerinin yanısıra Musul’a bağlı Mahmur ve Duhok’a bağlı Akre, Bıcil, Surçi bölgeleri, Barderaş, Cinarte, Zırebar ve Şeyhan bölgeleri kurtarıldı. 13 Mart’ta Zaho, Slevan, ayaklanırken, Kerkük’e bağlı Perde nahiyesi, Germiyan’da ise Kalar ve Cabara bölgeleri rejimden alındı.

Duhok halkı 14 Mart ayaklanarak, Zaweta, Sarsang, Deraluk, Şiladze, Amediye ve Bamarne bölgelerinde kontrolü sağladı. 15 Mart’ta Sımel halkı, 16 Mart’ta Serbaşah, Karaçuh ve Mahmur, 18 Mart’ta Perde ve etrafı, 19 Mart’ta Kerkük bölgesi Baas’tan arındırıldı.

Kerkük halkı 20 Mart’ta ayaklanarak kent merkezinden Saddam rejimini attı. 21 Mart’ta Kerkük’te Newroz ateşi yanarken, kentteki Halid karargâhında çatışmalar devam ediyordu.
Saddam ABD’nin kendisine yol vermesi ile serhildana kalkan Şii ve Kürtlere yönelerek serhildanları bastırmak istedi. Fakat Kürtler sivil halkı katliamdan kurtarmak için halkı şehirlerden çıkarsa da mücadeleye devam ettiler. Halk Kuzey ve Doğu Kürdistan sınırına doğru harekete geçti. Bu göç hareketi ve yapılan diplomasi dünyanın Kürtleri görmezden gelmesini engelledi.

Peşmerge’nin desteğiyle halkın Baas rejimi zulmüne karşı başlattığı ayaklanma neticesinde halkın ve siyasi güçlerin birliği sağlandı. Bu sayede kısa bir zaman diliminde Güney Kürdistan topraklarının büyük bölümü kurtarılarak, işgale son verildi.

16 Nisan 1991 yılında ABD güçleri 36 paralelin kuzeyine düşen bölgeyi Kürtlerin özerk bölgesi olarak ilan ettikten sonra, Kürtler yeniden ana yurtlarına dönmeye ve kendi yönetimlerini oluşturmaya başladılar.
Raperin’den bir yıl sonra Kürdistan siyasi liderliği, yönetimde demokrasi sistemini uygulamaya başladı.19 Mayıs 1992’de, ilk kez parlamento seçimleri yapıldı. Tarih boyunca Kürtler ilk kez kendi parlamento ve hükümetlerini kurmayı başarmıştı.

Kürdistan’ın kendi kendini yönetebilmesi ve farklı alanlarda projelerin hayata geçirilmesi haricinde, Kürt liderliği, uluslararası diplomaside de ilişkilerini geliştirmeyi, Kürtlerin haklarını dünya siyaset merkezlerine duyurmayı başardı.

Diğer Haberler