DEM Parti’den bir heyet bu gün Öcalan’ın bulunduğu İmralı’ya gidiyor. Bu satırlar yazıldığından hala gitmemiştiler. Gelince Öcalan’ın değil de kendi açıklamalarını dev ekranlardan verecekler. Botan halkını Amed’e, Serhat halkını da Van’a çağırıyorlar bu açıklamanın dinlenmesi için. Ve yapacakları açıklama içinde “asrın açıklaması” adını vermişler.
Bahçeli’nin çağrısı ile açıklama yapacak olan Öcalan’ın İmralı’da Kürtlerin faydasına bir açıklama yapmasını beklemek aklıdan yoksunluğu gösterir. Öcalan’ın – geçmişi hiç saymıyoruz bile- İmralı’da Kürtlerin faydasına yapılmış tek bir açıklaması yoktur.
Hepsini yıl yıl izah bile edebiliriz. Fakat en basitinden yine tıpkı şimdi olduğu gibi Arap baharının başında yaptığı çağrı Amed Newroz’unda okunmuş ve Kürtlere kaybettirmişti. Şimdi yapacağı çağrı da değişen Ortadoğu dengelerinden Türkiye’nin en zararsız biçimde kurtarılmasını amaçlıyor. Zaten eğer çağrı Türkiye’nin faydalanacağı bir çağrı olmazsa Türk devleti Öcalan’ı böyle allayıp pullayıp Türk ve Kürt kamuoyunu Öcalan’a kilitlemez ve açıklama yaptırmazdı. Şimdi de Türk devlet organları bilinçli bir biçimde Kürtleri manipüle ediyor ve Öcalan’ı kurtarıcı gibi gösteriyor. 40 yıldır Kürtler Apo kapanına kapılmıştır.
Öcalan alışılmışın dışında siyaset yapıyor, Öcalan politika yapıyor şu bu söylemler sadece kendini kandırmak isteyenlerin söylemidir. Her şey ortadadır. Öcalan’ın 26 yıllık İmralı süreci boyunca Kürtlere neden Türkiye’den kopmamaları gerektiğini, bağımsız bir Kürt devletinin ne kadar kötü olduğunu anlatmıştır. Kürtleri vatan, millet, dil vb ulusal düşünceler yerine jineoloji, cinsiyet özgürlükçülük, demokratik ulus kavramları ile doldurup Kürdistaniliği zayıf düşürmüştür.
Öcalan’ın şimdi yaptığı açıklaması da Türk devletinin 45 yıllık ektiği Apo tohumunu hasat etmesi zamanıdır. Öcalan boşu boşuna 45 yıldır Kürtlere kayyum olarak atanmamıştır. Elbette bir hizmeti de olmak zorundadır.
Öcalan bir mesaj verecek ve içinde ideolojik kavramların olduğu, kardeşlikten, huzurdan beraber yaşamın güzelliğinden söz ettiği cümleler kurarak çağrı yapacak. PKK bunları yerine getirmek için kongre yapmamız lazım diyecek. Sonuç olarak da aylar ayları kovalayacak. Kürtler sadece zaman kaybedecek.
PKK zaten Kuzey Kürdistan’da bitmiştir, Türk devletinin Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da PKK diye bir meselesi yoktur. PKK’nin varlığı şu anda sadece Türk devletinin çevre Kürt parçalarına yaptığı operasyonları aklamakta ve iç kamuoyunu yönlendirmesini sağlamaktadır. Bunun için PKK’yi tümden bitirmesi bir anlamda Türk devletinin elindeki en önemli kartı kaybetmesidir. Fakat ortada Rojava vardır.
Türk devleti Güney Kürdistan statü elde ettiği 92 yılında da PKK’yi kullandı. Bir yandan PKK Güney’e saldırdı öte yandan Türk devleti NATO desteği ile de kalkıp Güney’e yerleşti. PKK 1999 yılında kadar KDP’ye karşı ideolojik mücadele yürütüyorum diyerek Güney’in statüsünü bitirmeye çalıştı. PKK ve Türk devleti Güney’de danışıklı dövüş yaptılar. Şimdi aynı dövüşü Rojava’da yapıyorlar.
Açıkçası insanın içinde Öcalan Rojava’ya karışmasında diğer türlü ne yaparsa yapsın demek geliyor. Fakat zaten mesele Rojava’dır. Öcalan’ın bu kirli oyununun Rojava’dan dönmesi gerekiyor. Kürtlerin çalışması gereken şey şu anda budur.